İşte Yüce Dini Merceiyet’in H.1439 yılı Muharrem-i Harâm ayında Huseynî minbere çıkan hatip ve tebliğcilere tavsiyeleri...

Muharrem-i Harâm ayı yaklaşıyor. Tarih boyunca toplumun iradesini hayata geçiren ve bozuk gidişatı düzeltmeye yönelik başlatılan reform hareketlerinin en büyüğü olan mubarek Huseynî hareketini anacağımız bu günlerde biz Hz.İmam Huseyn’in (Allah'ın selâmı üzerine olsun) yolundan gidenlerin birçok sorumluluğu bulunuyor. Kuşkusuz bunlardan biri de Huseynî hareket üzere ilerlemeye devam ve bu kutlu hareketin etkileri ile boyutlarının kalp ve gönüllerde daha derinlere işlemek.

Huseynî insan – ister din alimi olsun, ister entellektüel, isterse de doğa bilimlerinde ya da sosyal bilimlerde uzman olsun farketmez – bu sorumluluğun dışında kalmaz. Her birimizin nefsimizi, hane halkımızı ve ailemizi ıslah ederek ve etrafındaki toplumu bu yüce hareketin, kutlu Huseynî projenin önemi konusunda bilinçlendirerek bu mubarek Huseynî devrimi devam ettirme sorumluluğu vardır. Ancak hatipler; Aşûra hareketinin ve Şehitlerin Efendisi’nin (O'na selâm olsun) projesinin medya yüzünü oluşturmaları sebebiyle büyük bir sorumluluğa sahiptir.Bu yüzden de biraz durup ‘Huseynî minber bu sorumluluğunu somut, aktif, zamanın gereklerine uygun ve gönüllerde müşerref Huseynî etkileri gerçekleştirecek bir biçimde yerine getiriyor mu?’ diye bir sormaya ihtiyacımız vardır.

Bu noktadan hareketle Yüce Dini Mercii Ayetullah Uzma Seyyid Ali Huseyn Sistânî’nin (Bereketli gölgesi daim olsun) bürosunun resmi sitesinde yayınlanan ve Şehitlerin Efendisi’nin (Allah'ın selâmı üzerine olsun) minberine çıkan herkese yöneltilmiş olan bazı irşad (yol gösterme) ve nasihatleri hatırlayalım:

1- Tezler çeşitli olsun. Çünkü toplum ruhsal, eğitimsel ve tarihi konulara muhtaçtır. Bu da hatibin; kendilerine yol gösterilmesini vb isteyen dinleyecilerin bazı ihtiyaçlarını kapatacak farklı alanlarda bir grup konuya (vakıf) olmasını gerektiriyor.



2- Hatip kendi zamanının kültürünü takip ediyor olmalı. Bu da her sene körüklenen itikadi şüpheleri, toplumun tümünde yaşanan değişik hal ve tavırlar ile müminlerin başından geçen dönemleri okuyabilmesi anlamına geliyor. Çünkü düşünce, tavır ya da kültürde yaşanan yenilikleri takip etmek Hz. İmam Huseyn’in (O'na selâm olsun) minberi etrafında toplanılmasını zinde, etkileyici kılar ve büyük aktiflik (oluşturur).



3- Zikredilecek Kur’ân-i Kerîm ayetleri güzelce araştırılsın. Nakledilecek müşerref rivayetler muteber kitaplardan seçilsin ve tarihi açıdan sabit hikayeler anlatılsın. Çünkü rivayetlerin ve anlatılan hikayelerin kaynaklarında titiz olmamak dinleyicinin zihninde Huseynî minberin makamına (ve saygınlığına) duyulan güvenin yitirilmesine sebep olur.



4- Huseynî minber; minberin itibarını zedeleyecek olan ve onu dinleyenlerin zihni ve kültürel seviyeleri ile uyumlu olmayan çelimsiz bir medya aracı gibi gösteren rüyalardan ve hayal ürünü hikayelerden üstün tutulsun (bunlar anlatılarak seviyesi alçaltılmasın).



5- Sunum kaliteli olsun. Hatip yapacağı sunuma tastamam bir şekilde özen göstersin; konu sırası, bölümlere ayırmak, akıcı ve net bir üslupla sunum, dinleyenlerin ve takip edenlerin gönüllerini çeken ifadeler kullanmak (gibi hususlara dikkat etsin). Zira hatibin konuları hazırlama, düzenleme ve çekici bir üslupla sunmak için büyük emek sarf etmesi dinleyicilerin Huseynî minber ile olan etkileşimlerine katkıda bulunacaktır.



6- Ehlibeyt’in (Hepsine selâm olsun) mirasının hepsi yücedir ve güzeldir. Ancak hatibin yeteneği ve yaratıcılığı; dinsel ve toplumsal açıdan birbirinden farklı tüm toplumlar için çekici nasları ve hadisleri seçmesi ile ön plana çıkar. Bu da Onlar’dan (Hepsine selâm olsun) nakledilen şu rivayetin yolundan gitmektir: “İnsanlar eğer sözümüzün güzelliklerini bilselerdi bize uyarlardı.” Onların sözünün güzellikleri de Onlar’ın; dini ve kültürel açıdan farklı yönelimleri ile tüm halkları çeken ve insanî değerlerden söz eden miraslarıdır.



7- Yaygın olarak görülen toplumsal sorunlar etkin çözümleri ile birlikte sunulsun.Çünkü hatibin; aileler arasında çözülme, büyükler ile gençler arasındaki nesil farkı, boşanma ya da vb sorunları sadece sorun olarak sunmakla yetinmesi güzel değildir. Zira bu minberin etkin değişim rolü ile katkıda bulunmadan (sadece) tartışmayı körüklemesine (sebep olur). Bu yüzden Huseynî minberin öncülerinden muhtelif toplumsal sorunların etkin çözümlerinin tespit edilebilmesi için psikoloji ve sosyoloji bilimlerinin kültürüne sahip deneyimli sosyoloji uzmanlarına danışmaları umulmaktadır. Sorunun beraberinde değiştirici ve geliştirici bir çözüm ile sunulması minberi; donukluk halinden etkileşim durumuna ve toplumların ıslah edilip zarifleştirilmesinin öncüsü ve lideri (konumuna) taşıyacaktır.



8- Huseynî minber özellikle de düşünce ya da ayinler konusundaki ihtilaflı meseleler gibi ihtilaflı meselelere dalmaktan üstün tutulsun. Bu ayrılıklara dalmak; minberin belli bir kesimi kayırmasını, toplumsal kaosu körüklemesini ya da müminler arasında ayrılığı tutuşturmasını gerektirecektir. Oysa minber birleştirici söylemin ve Şehitlerin Efendisi’nin (O'na selâm olsun) aşıklarının kalplerini tek bir yolda ve etkin bir yardımlaşma üzere toplayan Huseynî nûrun sembolüdür.



9- İbadetler ve muameleler alanlarında müptelâ olunan (çokça başa gelen) fıkhî meselelere önem verilsin. Bunlar çekici ve dinleyicinin Huseynî minberin onun yaşamakta olduğu gerçeği muhtelif (sorunları) ile birlikte yaşadığını hissettiren bir üslup ile sunulsun.



10- Merceiyetin, ilimler havzasınının ve temeli oluşturan ulemanın önemine odaklanılsın. (Zira bunlar) İmamî (On İki İmam) mezhebinin gücünün sırrıdır, yüceliğinin sembolüdür ve hem varlığının hem yapısının iftihar sebebidir.
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: