Aşûra’nın erlerinden: Müslim b. Avsece

Kûfe’nin ön plana çıkan ve çok saygı gören şahsiyetlerinden biridir. Kendi toplumunun içerisinde ağır başlılığı, dürüstlüğü, dine bağlılığı ve şerefliliği ile tanınmıştır. Toplumunun nezdinde büyük bir yere sahiptir.

Müslim b. Avsece b. Sâlebe el-Esedî (Allah O'ndan razı olsun) büyük bir sahabîdir. Hz. Resûlullah’ı (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) görmüş ve O’ndan rivayet nakletmiştir. O’na biat edip destek olmak ve yardım etmek için Hz.İmam Huseyn’e (Allah'ın selâmı üzerine olsun) mektup yazanlardan biridir.

Hz.İmam Huseyn’e (Allah'ın selâmı üzerine olsun) yazdığı mektupta şöyle demiştir: “Biz mi seni tek başına bırakacağız? Öyle yaparsak Allah’a senin hakkını eda edemediğimiz için ne özür sunacağız?! Allah’a yemin olsun ki; mızrağımı onların göğüslerinde kırıp onların ayakta duranına kendi elimle kılıcımla vuruncaya kadar durmayacağım ve senden ayrılmayacağım! Hatta elimde silah olmasa bile; onları senden uzaklaştırmak için taş atarak savaşacağım onlarla! Seninle birlikte ölünceye dek!”

Sözünün eriydi ve öyle de yaptı. Taff (Kerbelâ) toprağı onun duruşuna şahitlik etti. Tarih onun çarpışırken okuduğu şiiri de ölümsüzleştirdi:

İn tes’elû annî fe’inni zû lebed

Ve inne beytî fî zerâ benî esed

Femen yuğanî hâidun anir-ruşud

Ve kâfirun bidîni cebbarin samed



Eğer soruyorsanız beni ben o yeleliyim

Esedoğullarının zirvesindendir evim (yuvam, soyum)

Öyleyse kimmiş o (karşıma çıkacak); rüşde ihtiyacı olmayan sapkın?

Samed ve Cebbar (olan Allah’ın) dinini inkar kafir?

Hz.Huseyn’in (Allah'ın selâmı üzerine olsun) gözleri önünde ölümüne çarpıştıktan sonra düştü. Bunun üzerine Hz. Huseyn (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Habîb b. Mezâhir ile birlikte ona doğru yürüdü... Müslim’in birkaç nefeslik canı kalmıştı. Yüzü kanlara bulanmıştı; sesi zayıftı. Hz.İmam Huseyn (Allah'ın selâmı üzerine olsun) ona yaklaştı ve “Allah sana rahmet eylesin ey Müslim” diye buyurduktan sonra şu ayeti okudu: “...Allah'a verdikleri ahde sadakat gösteren erler vardır; böylece onlardan kimi adağını gerçekleştirmiş (şehit düşmüş), kimi de beklemektedir. Onlar hiçbir şekilde (verdikleri sözlerini) değiştirmemişlerdir...” (Ahzab 23, Kadri Çelik meali)

Sonra amcasının oğlu Habîb yaklaştı ve kulağına şöyle fısıldadı: “Senin bu şekilde yerde uzanışın bana pek ağır geliyor. Müjden olsun cennet, ey Müslim.”

Müslim de zayıf bir sesle “Allah seni hayırla müjdelesin” dedi.

Bu sözü duyan Habîb “Eğer bir etkim olacağını bilseydim; seni dertlendiren şeyleri vasiyet etmeni isterdim” dedi.

Bunun üzerine Müslim “Bunu vasiyet ediyorum” deyip Hz. Huseyn’i (O'na selâm olsun) işaret etti ve ardından “O’nun için (çarpışıp) ölesin” dedi.

Hemen ardından pâk canı Hz.İmam Huseyn (Allah'ın selâmı üzerine olsun) ve Habîb b. Mezahir’in (Allah O'ndan razı olsun) arasında semâya yükseldi. O’nun şahadeti ile birlikte cariyesi “Vah Müslim! Vah Avsece’nin oğlu, Efendim!” diye feryatlar etti.

Bunu duyan düşman ordusundan Amr b. Haccac “Müslim b. Avsece’yi öldürdük!” diye bağrışıp sevinmeye başladı.

Onunla aynı ordudan biri olan Şibis b. Reb’i onların bağrışıp sevinmelerini duyunca şöyle dedi: “Ananız yasınızı tutsun! Müslim gibisi öldürülüyor diye mi seviniyorsunuz? Azerbaycan gününde (Azerbaycan’da savaş olduğu günde) saygın bir duruşu vardır onun. Müslüman atlılar daha toplanmadan altı müşriki öldürmüştü.”
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: