Hz.İmam Ali’nin (O'na selâm olsun) cesaret portrelerinden biri: Hz.Resûl-i Ekrem’in (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) yatağına yatması...

İslam ümmeti Rebiülevvel ayında birçok tarihi gün ve gece yaşamıştır. Bunlardan biri de Hz. İmam Ali’nin (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Hz. Resûlullah’ın (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) yatağında yatması hadisesidir. Bu olay da Mubarek Nebevî Bîset’in (Hz. Resûlullah’ın - Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin – tebliğ vazifesinin başlayışının) on üçüncü senesinde Rebiülevvel ayının ilk gününde gerçekleşmiştir. Müminlerin Emîri’nin (Allah'ın selâmı üzerine olsun) cesareti ve fedâkârlığının ne denli olduğuna işaret eden bu eşsiz hadisenin üzerinde biraz duralım istedik.

Tarihe baktığımızda bu hadiseden daha şahane bir fedâkârlık olayına rastlamak mümkün değil. Çünkü Kureyşliler Hz. Resûlullah’ı (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) yatağında yatarken öldürmek üzere görüş birliğine varmış; Hz. Peygamber Muhammed Mustafa (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) Efendimiz de bunu Hz.Ali (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Efendimiz’e anlatmıştı. Hz.Ali (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Efendimiz bunu duyunca Hz. Resûlullah’ın (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) başına bir iş gelmesinden çekindiği için ağladı. Hz. Resûlullah (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) O’na kendi yatağında yatmasını emrettiğinde ise bambaşka bir tepki verdi. Tek bir soru sordu sadece: “Sana canım feda olsun; (öyle yaparsam) selamette olacak mısın?” Hz. Resûl-i Ekrem (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) de “Evet; Rabbim bunu bana vaad etti.” buyurunca Hz.Ali (Allah'ın selâmı üzerine olsun) sevinçle doldu. Müjdesini almıştı. Hz. Peygamber (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) selâmette olacaktı. Büyük bir gönül rahatlığıyla Hz. Peygamber Efendimiz’in (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) yatağına uzanıp yattı ve Yemâni Bürde ile örtündü.

Hz.Ali (Allah'ın selâmı üzerine olsun) o gece yatağa yattığında kendini öldürülmeye hazırlamıştı. Gece çöktü; Kureyşliler geldi ve komplolarını uygulamaya koyuldular. Yatağa kadar geldiler; orada yatanın Hz. Muhammed (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) olduğuna dair en ufak bir kuşku duymuyorlardı. Kılıçlarını saplamak üzere olduklarında Hz. Ali (Allah'ın selâmı üzerine olsun) onlara karşı fırlayıp hamle etti. Onlar da bunun üzerine kaçışıp ayrıldılar ve Hz.Resûlullah’ı (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) aramaya koyuldular.

Hz.Peygamber Efendimiz (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) hicret etmeden önce Hz.Ali (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) Efendimiz’e Mekke’ye gitmesini ve şöyle feryat etmesini emretti: ‘Her kimin Muhammed’de emaneti ya da onda bıraktığı bir şeyi varsa (gelsin); emanetini geri verelim!” Sonra şöyle buyurdu: ‘Bu andan itibaren bana gelinceye kadar onlar sana senin hoşuna gitmeyecek bir iş ile ulaşamayacaklar Ey Ali; öyleyse insanların gözlerinin önünde emanetleri eda et (sahiplerine geri ver)!”

Hz. Peygamber (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) Medîne-i Münevvere’ye yerleştikten sonra Hz. Ali (O'na selâm olsun) Efendimiz’e bir mektup yollayarak kendisine doğru gelmesini emretti.

Müminlerin Emîri (Allah'ın selâmı üzerine olsun) de Fatımalar’ı birlikte alarak Medîne-i Münevvere’ye doğru çıktı. Yanında Hz. Resûlullah’ın (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) kızı Fatıma (Allah'ın selâmı üzerine olsun), kendi validesi Haşim b. Esed kızı Fatıma ve Abdulmuttalib b. Zubeyr’in kızı Fatıma vardı. Yola çıktığında Kureyş’ten bir grup geldi. Tanınmamak için yüzlerini kapamışlardı ama Hz.Ali (Allah'ın selâmı üzerine olsun) onları tanıdı ve şöyle dedi: “Amcamın oğluna doğru gitmek için yola çıkıyorum. Etini parçalayıp kanını dökmemden hoşlanan biri varsa (içinizde) peşimden gelsin ya da bana yaklaşsın.” Sonra yoluna doğru devam etti. Fatımalar ile birlikte her konakladıkları yerlerde ayakta da oturarak da Allah’ı anıyorlardı.”

Medîne’ye vardığı zamanda Allah-u Teâlâ’nın şu buyruğu indi: “Rableri onlara (dualarını kabul ederek şöyle) cevap verdi: “Birbirinizden meydana gelen sizlerden erkek olsun, kadın olsun, iş yapanın işini asla boşa çıkarmam.” (Âl-i İmran 195) Ayette geçen “Erkek” Hz.Ali (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Kadın ise Hz.Fatıma’dır (Allah'ın selâmı üzerine olsun). Hz. Resûlullah (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) bunun üzerine Hz. Ali Efendimiz’e (Allah'ın selâmı üzerine olsun) şöyle buyurdu: “Ey Ali! Sen bu ümmette Allah’a ve Resûlu’ne ilk iman eden kişisin. Allah’a ve Resûlü’ne hicret eden ilk kişi ve Resûlü’ne varan en son kimsesin. Nefsim Elinde Olan’a yemin olsun ki; Allah’ın iman ile imtihan ettiği mümin kimseden başkası Seni sevmez. Münafık ve kafirden başkası da Sana buğzetmez!”
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: