Rebîülevvel ayının sekizinci günü: Allah’ın Velîsi Hz.İmam Hasan-ı Askerî’nin (O'na selâm olsun) şahadeti hatırası yıldönümü...

Rebiülevvel ayının sekizinci gününde çok acı bir facia gerçekleşmiş ve Risalet Hanedânı Ehlibeyt’in On birinci Hidayet Önderi (Allah'ın selâmı hepsine olsun) şehîd olmuştur.

Müşerref nesebi şöyledir: Ali b. Ebi Talib oğlu Huseyn oğlu Ali oğlu Muhammed oğlu Cafer oğlu Musa oğlu Ali oğlu Muhammed oğlu Ali oğlu Hasan (Allah'ın selâmı hepsine olsun).

Askerî, Sâmıt (susan), Sirâc (Fener), Hâlis, Takî (pek takvalı), Nakî (arındırılıp tertemiz kılınmış)… gibi lakaplara sahiptir. En meşhuru da “Askerî”dir.

Hz.İmam (Allah'ın selâmı üzerine olsun) kısa süren hayatını zorluk ve sıkıntılarla geçirmiştir. Abbasoğullarına mensup yöneticilerin zulmüne karşı basiret ve soğukkanlılıkla mücadele etmiştir. Onlar, Hz.İmam’ı (Allah'ın selâmı üzerine olsun) hapishaneden hapishaneye taşıyıp baskılar kurarak sosyal yaşantısına engel oluyor ve taraftarları ile buluşmasına mani olmuşlardır. Abbasîler ayrıca alimler ve fakîhlerin O’nun ilimlerinden beslenmesini engellemişlerdir. Bu ise Hz.İmam’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) yaşadığı sıkıntı ve zorluklar içerisinde en ağır olandı.

Hz.İmam (Allah'ın selâmı üzerine olsun) H. 232 yılında Rebiülevvel ayında doğmuş ve H.260 yılında Rebiülevvel ayında şehîd olmuştur. Yani şehîd olduğunda sadece 28 yaşındaydı. Hz.İmam Hasan-ı Askerî (Allah'ın selâmı üzerine olsun) 25 yaşında şehîd olan Dedesi Hz.İmam Muhammed Cevâd’dan (Allah'ın selâmı üzerine olsun) sonra en genç yaşta şehîd olan İmam’dır.

Hz.İmam’a (Allah'ın selâmı üzerine olsun) “Askerî” denmesinin sebebi Samarra’daki Asker mahallesinde yaşamış olmasıdır. Burası Babası Hz.İmam Hadî’nin (Allah'ın selâmı üzerine olsun) de yaşadığı yerdir. Hz.İmam Hasan-ı Askerî (Allah'ın selâmı üzerine olsun) uzak yakın herkesin ilmi, zahitliği, mücadelesi, adaleti ve asaletine şahitlik ettiği Babası Hz.İmam Ali Hadî’nin (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) gölgesinde yetişmişti. Nübuvvet ilimlerini, iman ruhunu, üstün ahlâkı ve Ehlibeyt’in (Allah'ın selâmı hepsine olsun) şemâilini de Babası Hz.İmam Ali Hadî’den (Allah'ın selâmı üzerine olsun) miras almıştı. Tıpkı Babası Hz.İmam Ali Hadî’nin (Allah'ın selâmı üzerine olsun) o üstün hasletleri Pâk Ataları’ndan (Allah'ın selâmı hepsine olsun) miras aldığı gibi. Babası ile yirmi üç yıl ve bir ay yaşadı. Babası (Allah'ın selâmı üzerine olsun) şehîd olduktan sonra ilahi vazifesi - İmamet (Hidayet Önderliği) başladı. Tıpkı Pâk Ataları olan diğer Ehlibeyt İmamları (Allah'ın selâmı hepsine olsun) gibi ilim yayıyor, salih ameller işliyor, zalimlere karşı mücadele ediyor ve Ceddi Hz. Muhammed’in (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) ümmetinde ıslaha davet ediyordu.

Hz.İmam’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) İmamet sorumluluğu H. 253 senesinde başladı. Abbasî rejimi de Hz.İmam Hasan-ı Askerî’yi (Allah'ın selâmı üzerine olsun) unutmuş değildi. Sürekli evinin etrafını çevreletip titizlikle onu gözetletiyor, etrafına casuslar dikiyor ve bu yolla an be an yaptıklarını takip ediyorlardı. Böylece Hz.İmam’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) ümmetin geneline doğru yolu gösterip hidayet yönlendiren rolünün eda edilmesinin önünü aldılar ve hayır dolu çok sayıda ameli felce uğrattılar.

Böylece Hz.İmam (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Abbasîlerin gözlerinden ırak olacak gizli bir çalışma metoduna başvurdu. Kendisini takip edenlerden ve vekillerinden oluşan dört dörtlük bir sistem inşa etti. Elimizdeki tarihi belgeler de o sistemin inşasındaki ince uslubu açıkça ortaya koyuyor.

Hz.İmam Hasan-ı Askerî, Pâk Ataları (Allah'ın selâmı hepsine olsun) gibi zulme ve terörizme karşı çıktığı ve ümmetin İmameti’ndeki esas görevlerinden biri olan İslam’ın mukaddes mesajını korumak vazifesi sebebiyle Abbasî rejimi ile siyasi olarak mücadele etti. Bu yüzden de tıpkı Pâk Ataları (Allah'ın selâmı hepsine olsun) gibi bu mücadele karşılığında ağır bir bedel ödedi; zulme ve terörizme karşı çıkıp İslam’ın tertemiz mesajını korumak adına verdiği mücadelede baskılar, zindanlar, işkenceler ve öldürülme pahasına da olsa vazifesini eda etti.

Hz.İmam Hasan-ı Askerî’nin (Allah'ın selâmı üzerine olsun) döneminde Mutezz, Muhtedî ve Mutemed isimli Abbasoğulları halifeleri yaşadı. Üçü de Hz.İmam’a (Allah'ın selâmı üzerine olsun) baskılar uygulayıp rahat nefes aldırmadı, peşine casuslar takıp takip etti. Üçü de Hz.İmam’a (Allah'ın selâmı üzerine olsun) suikastler gerçekleştirdi. Hz.İmam’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) yaşadığı dönemin son yöneticisi Mutemed’di. Mutemed haram zevklere meyilliydi; işi gücü çalgı, oyun ve haram işler ile meşgul olmaktı. Bu da kendisini Hz.Peygamber’in (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) halîfesi diye yansıttığı halkın arasında sevimsiz kılmıştı. Hz.İmam (Allah'ın selâmı üzerine olsun) bu zalimin elinden insanı yorup tüketecek kadar çok ve çeşit çeşit zulümler ve eziyetler gördü. Bununla da yetinmeyip neredeyse Hz.İmam’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) nefesini sayacak kadar şiddetli bir güvenlik çemberi kurdu. Böylece kim Hz.İmam (Allah'ın selâmı üzerine olsun) ile iletişim kurmak isterse onun peşine düşüyorlardı.

Abbasî rejimini bunu yapmaya iten şeylerden biri Hz.İmam Hasan-ı Askerî’nin (Allah'ın selâmı üzerine olsun) ümmetin nezdindeki saygın konumuna karşı duydukları kıskançlıktı kuşkusuz. Ancak bir korkuları daha vardı: Ellerinde Hz.İmam’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) çocuklarından birinin Beklenen Mehdî’nin (Allah'ın selâmı üzerine olsun ve Allah pek mubarek çıkışını yakınlaştırsın) olacağına dair bilgi vardı.

Bu yüzden Mutemed, Hz.İmam’ı (Allah'ın selâmı üzerine olsun) zehirletti. Öldürücü zehrin etkisi ile Hz.İmam (Allah'ın selâmı üzerine olsun) günlerce yatakta kaldı, mubarek bedenini sancılar sardı, ağrı üstüne ağrı yaşadı. Sonunda da H.260 senesinde şehîd oldu. Şehîd olduğu sırada sadece 28 yaşındaydı...

Babası Hz.İmam Ali Hadî’nin (Allah'ın selâmı ikisinin de üzerine olsun) Surre Men Rea’daki kabrinin yanına defnedildi. Cenaze namazı da defin işlemleri de Hz.İmam Mehdî (Allah'ın selâmı üzerine olsun) tarafından yapıldı. Bugün orası “Samarra” adıyla bilinmektedir. Allah-u Teâlâ’nın her türlü günah kirinden ve hatadan uzak kıldığı Pâk Ehlibeyt (Allah'ın selâmı hepsine olsun) hanedânının aşıkları; her yıl dünyanın dört bir yanından Mubarek kabirlerini ziyaret etmekte ve Allah-u Teâlâ’dan O kabirlerde yatan Pâk zâtların (Allah'ın selâmı hepsine olsun) yüzü suyu hürmetlerine ihtiyaçlarını karşılamaları, dileklerini gerçekleştirmeleri, hayatlarına bereket vermeleri ve onları hak yol üzere kılmaları için dua ederek bereket bulmaktadırlar...

Allah’ın selâmı Hz.İmam Hasan-ı Askerî’ye, Pâk Ataları’na ve Oğlu Hz.İmam Mehdî’ye olsun!

Allah-u Teâlâ Hz.İmam Mehdî’nin müşerref, mubarek çıkışını daha da yakın kılsın!

“Allahumme Accil liVeliyyikel Ferec!”
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: