Dilcilerin tanımına göre lakap; bir insanın özel isimden sonra ona verilen ve kınama, övme vb anlamlara işaret eden bir isimdir. Müminlerin Emîri’nin oğlu Hz.Ebulfazl Abbas (Allah'ın selâmı üzerine olsun) da tüm övülmüş sıfatları ve hayırlı huyları kişiliğinde barındıran bir şahsiyetti. Ona verilen her bir lakap övgüye ve saygınlığına işaret etmektedir.
Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) onu yermeye, bedbahtlığa ve cefâkarlığa dair yönelik hiçbir lakabı da bulunmamaktadır. Çünkü Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) hayatında böyle bir şeye mahal veren bir gedik ya da bir boşluk yoktu ki düşmanları öyle bir lakap ile onu yerebilsin ve aşağılayabilsin. Müminlerin Emîri Ali b. Ebi Talib’in (Allah'ın selâmı üzerine olsun) oğlu, Hz.Resûlullah’ın (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) iki Reyhânesi ve Cennet Gençlerinin Efendileri Hz.İmam Hasan ile Hz. İmam Huseyn’in (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) küçük kardeşleri olmak gibi son derece iftihar edilecek bir soydan geliyordu Hz.Abbas (Allah'ın selâmı üzerine olsun)...
Bu müşerref nesebe ek olarak Nübuvvet ve Vahy Hanedanı Ehlibeyt’in (Allah'ın selâmı hepsine olsun) hanesinde yetişmişti. Ona edebi kazandıran; Hz. Resûlullah’ın (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) bizzat yetiştirip edebini kazandırdığı kimseydi. Hz.Resûlullah’ın (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) edebini ise tıpkı şu meşhur hadîs-i şerîfte geçtiği gibi Allah-u Teâlâ vermişti: ‘Rabbim bana edep vermiş ve edebimi pek güzel kılmıştır.”
İşte tüm bunlardan da Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) faziletleri, üstün huyları, güzel ahlakı ve muazzam edebi madeninden, kaynağından ve asıl özünden aldığı ortaya çıkmaktadır. Bu yüzden de hem cemâl hem de kemâl sıfatları bir arada barındırmış ve eli açık, ikramları pek çok bir feyz pınarına dönüşmüştür...
Evet... Hz.Ebulfazl Abbas (Allah'ın selâmı üzerine olsun) belli bir alanla kısıtlanamayacak ve bir yazı ile bitirilemeyecek kadar çok övülmüş huylar, güzel sıfatlar, ahlak ve edebi mubarek şahsiyetinde barındırmıştır. O çok sayıdaki saygıdeğer, güzel, üstün ve Masumlar haricinde kimselerin aşamayacağı o niteliklere işaret eden; o faziletleri ve edebi gösteren lakaplar işte burada devreye girmektedir. Halk arasında en meşhur olanlarından başlayarak işte o lakapları anıyoruz:
Bâb-ul Huseyn (Aleyhisselâm) – Hz.Huseyn’in (O'na selâm olsun) Kapısı
Bâb-ul Hevâic – İhtiyaçların karşılandığı Kapı
Sekkâ – Su getiren, suvaran
Sakî Ataşâ Kerbelâ – Kerbelâ’nın susuz kalmışlarının su getiren kimsesi
Kamer-i Benî Haşim – Haşimoğullarının Dolunayı
Kamer-ul Aşîre – Aşîret’in (Haşimoğullarının) Dolunayı
Hâmil-ul Livâ – Sancaktar, Alemdar
Batal-ul Alkamî – Alkamî (nehrinin) Kahramanı
Kebş-ul Ketîbe – Taburun Koçbaşı
Hamîy-uz Zaîne – Deve kervanının (hanımların ve ailenin yer aldığı kervanın) Hamîsi, koruyucusu
Seb’-ul Kantara – Kantra’nın Arslanı
Deyğem – Arslan, geniş avurtlu adam
El-Abdus-Salih – Salih Kul
El-Abid – Kul, çok ibadet eden
El-Tayyar – Uçan
Eş- Şehîd – Şehit
Es-Sıddîyk – Çok doğru sözlü, Özü de sözü de doğru olan
El- Fadî – Fedâkar, fedai
El- Mu’sir – Başkalarını kendinden öne geçiren, özgecilik eden
El-Muvasî – Acılara ortak olan, dertleri paylaşan, gamküsarlık eden
El-Hamî ve El-Muhamî – Koruyucu, Hamî ve Savunucu
Zahr-ul Velâye – Velayetin Sırtı, beli
Kaîd-ul Ceyş – Ordununun Komutanı
El-Mustecâr – Güvence için yanına sığınılan kimse
El-Vafî – Eksiksiz yerine getiren
Es-Sa’î – Çabalayan, gayret sarf eden
El-Mustâcil – Çabuk davranan
El-Musaffî – Arındıran, süzen
Hz.Abbas’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) bunların yanı sıra birçok lakabı daha bulunmakta olduğunu da hatırlatalım...