Hz.Ebulfazl Abbas’ın (O'na selâm olsun) sancağı Pakistan’ın Keşmir şehrinin semâlarında dalgalanıyor

Mukaddes Hz. Huseyn ve Abbas (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) Türbeleri heyeti Pakistan’ın Keşmir eyaletinin başkentine ayak basar basmaz kendilerini karşılamak için dört gözle bekleyen Müminlerin oluşturduğu yoğun kalabalık ile karşılaştı. Şehir sakinlerinin yanı sıra eyalet yerel yönetiminin de katıldığı görkemli törende Pakistanın kuzeybatısında Çin ve Hindistan sınırında yer alan şehrin semâlarında Hz.İmam Huseyn ve Kardeşi Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) sancakları dalgalandırıldı. Ardından Mechu’î Seydan köyünde yer alan Hz.İmam Sadık’ın (O'na selâm olsun) torunlarından biri olan ve ilk defa 400 yıl önce Hz.İmam Huseyn’in (O'na selâm olsun) sancağını dalgalandıran Alemşah Buhârî’nin Türbesi’nin yanı başında tören başladı.

İki Mukaddes Türbe karîi ve müezzini Hacı Adil Kerbelâî’nin Kur’ân-i KerÎm tilaveti ile başlayan törende Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Mukaddes Ziyaretgâhı cemaat namazı İmamı Seyyid Adnan Celôhân bir konuşma yaptı. Seyyid Celôhân’ın konuşmasında şunlar yer aldı: “Kardeşlerim, bacılaırm... Ey bu mubarek şehrin evlatları; Hz.İmam Huseyn’in (O'na selâm olsun) çadırınd tolpaşan bu yoğun kalabalık kiteleleri görüp “Her toprak Kerbelâ’dır, her gün Aşûra’dır” sözünü hatırlıyor ve İki Mukaddes Ziyaretgâh’ın yanı başında olduğumuz için ne kadar da çok şükretmeliyiz diyorum. Şehitlerin Efendisi’ne (O'na selâm olsun) karşı duyulan bu yoğun aşk dikkatimizi çekti; bu bizlere o mukaddes mekânların burcu esintilerini Dünyanın dört bir yanındaki Ehlibeyt (Allah'ın selâmı hepsine olsun) aşıklarına ulaştırmaya çalışmaya yönelik çok büyük bir sorumluluk ve ödev yüklemektedir. İşte şimdi de sizlerin arasındayız; yanımızda Şehitlerin Efendisi ve Kardeşi Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) sancaklarını yanımızda getirip geldik. Allah’tan sizleri İmamlar’ın (Hepsine selâm olsun) Mukaddes Türbelerini ziyaret etmekle rızıklandırmasını niyaz ederiz. Çünkü sizlerde şahit olduğumuz O makamlara yönelik büyük bağlılık ve derin sevgiden dolayı oraları görmeyi hakkettiğinizi düşünüyoruz.”

Ardından ziyaretçi heyet beraberinde bölge sakinleri ile birlikte müşerref sancakları göndere çekti ve Dünyanın öbür ucundaki o diyarı bir Kerbelâ kutsiyeti esintisi sardı.

Ayrıca aynı çerçevede Pakistan Keşmir Şehri Vakıflar ve Diyanet İşleri Müdürlüğü bir konferans düzenledi. Konferansa geçtiğimiz günlerde Pakistan’ın başkenti İslamabad’da kapanış töreni yapılan “Kerbelâ Esintisi Kültür Festivali” kapsamında ülkede bulunan Mukaddes Hz. Huseyn ve Abbas (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) Türbeleri heyeti de katıldı. Konferansa bölgede yaşayan farklı dinlerden ve mezheplerin temsilcileri de katılımda bulundu. Kur’ân-i Kerîm tilaveti ile başlayan konferansta şehirdeki Vakıflar ve Diyanet İşleri Müdürü Şeyh Nazîr el-Hasan el-Geylanî bir konuşma yaptı:

“Engüzel ibarelerle İki Mukaddes Türbe’den gelen kardeşlerimize hoşgeldiniz diyoruz. Onlar bu şehirde kardeşlerinin arasındadırlar; bizlere şeref vermişlerdir. Bu ziyaret sizlerin Müslümanların işleri ile ilgilendiğinize dair en iyi kanıttır. Çünkü bu konferansta; birlik olduklarını ve dinleri ya da mezhepleri ne olursa olsun bu Müslüman kardeşleri ile birlikte ve yanlarında olduklarını ifade etmek için bizlere başka inançların temsilcisi kardeşlerimiz de katılmışlardır.”

“Bizler bölgemizde mezhep savaşı fitnesini yaymaya yönelik girişimlere maruz kaldık. Bu Müslüman memleketlerin genelinde mezhep çatışması çıkarmaya yönelik yaklaşımı benimseyen düşmanın ta kendisi tarafından gerçekleştirildi. Şu anda da bazı nefisleri zayıf kimseler aracılığıyla bizleri kendi ellerimizle zayıflatmaya çalışmaktadır. Ancak onların çabalayıp didindiği o büyük komploya rağmen birbirimize kenetlenip birlikte barış içerisinde beraberce yaşadık. Bu vebânın toplumumuza girmemesi için mücadele vermeye devam ediyoruz. Yüce Dini Merceiyet’in Irak’ta menfur mezhep savaşı fitnesini söndürmek için yaptıklarını ve Irak halkını DAİŞ (DEAŞ,IŞİD) terörüne karşı mücadele birleştirmedek oynadığı rolü görüp işitiyoruz. Gerçekten de böylesi bir yol gösterici Dini Merceiyet’in varlığı Müslümanlar için büyük bir iftihar kaynağıdır. Teşekkürlerimizi ve takdirlerimizi sunuyoru; ikinci memleketinize, kardeşlerinizin arasına hoş geldiniz diyoruz.”

Akabinde Mukaddes Hz. Huseyn ve Hz.Abbas (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) Türbeleri adına Seyyid Adnan Celôhân el-Musavî bir konuşma yaparak şunları söyledi:

“Burada kardeşlerimizin arasında durmak ve bu mubarek konferansa katılmak bizim için şeref vericidir. Hz. Peygamber-i Ekrem’in (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) getirdiği Müslümanlar arasında safları sıklaştırma, omuz omuza verme ve Allah-u Teâlâ’nın ipine sımsıkı sarılıp bunu savsaklamamaya çağıran ilkelerini anıyoruz. Hz. Peygamber (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) ayrıca bizlere İslam’ın hoşgörü dini olduğunu ve Müslümanın Müslüman kardeşini, malını ve ırzını koruması gerektiğini beyan etmiştir.Bu da Ehlibeyt’in (Hepsine selâm olsun) yoludur (yaklaşımıdır). Zira Onlar’ın çağrısı; insanlar arasında karşılıklı merhamette bulunma ve insanın saygınlığını korumaya davettir. Tıpkı Kur’ân-i Kerîm’in insanın şanına verdiği saygınlık ve tazimde bulunuması ve canları hafife almamasında olduğu gibi. (Yani) bugün tanıklık ettiğimiz; o paralı sapkın askerlerin sivilleri din adına yaptığı ve İslam ile hiçbir alakası olmayan şeylerin tam tersi. İslam onlardan berîdir. Yüce Allah’tan yeryüzünün doğusunda da batısında da Müslümanların söylemini birleştirmesini ve onların memleketini korumasını niyaz ederiz. Şüphesiz O Semî-i Mucîb’dir (İşiten ve dualara icabet edendir).”

Ardından Necef-i Eşref’teki İlimler Havzası’ndan Seyyid Muhammed Ali Bahr-ul Ulûm bir konuşma yaptı. Seyyid Bahr-ul Ulûm’un konuşmasında şunlar geçti: “Bu mubarek şehrin ulemâsı ile birlikte burada durmak ve farklı inançlar arasında barış içerisinde bir arada yaşama çağıran ciddi girişimleri anmak bize mutluluk vermektedir. Zira bu iş (barış içerisinde bir arada yaşama davet) çok sevinç verici bir iştir. Ehlibeyt İmamları’nın (Hepsine selâm olsun) başka mezheplerin ulemâsı ile olan deneyimi sizlerin de malumudur. Malik bin Enes Hz.İmam Cafer-i Sadık’ın (O'na selâm olsun) huzuruna girer ve ondan farklı ilimler alıp aktarırdı. Hz.İmam da onu yanına oturtururdu ve ilgilenirdi. Mezhep İmamları’nın Ehlibeyt (Hepsine selâm olsun) hakkında söylediklerini de anıyoruz. Onlardan biri de Muhammed b. Ebil- Mikdâm’dır. Şöyle demiştir: ‘Cafer’in (bulunduğu odaya) her girdiğimde ya onu namazda görüyordum ya Allah’ı anarken ya da (gece ibadet için) kalkmışken...’ Ahmed b. Hanbel de Ehlibeyt’in (Hepsine selâm olsun) faziletlerinden söz etmiş ve buna dair bir şiiri vardır. İmam Şafîi’nin kitapları da bunlarla doludur.”

“Ulemâmız arasında meydana gelen barış içerisinde ortak yaşam deneyiminden gafil olmayalım. Özellikle de DAİŞ’in girmesi sonrası. Mezhep savaşını ekmeye yönelik bir girişim olmuştu; ancak Merceiyet’in sadâsı ve Irak’ın batısındaki kardeşlerinin imdadına koşan Irak’ın ortası ve güneyinin evlatlarının pazuları ile başarısız oldu. Topraklarını (teröristlerden) temizleyip geri aldılar ve somutlaştırdıkları fedakarlıklarla ilke uğruna fedâkarlıkta bulunmanın ne demek olduğunu gösteren en harika portreleri ortaya koydular.Yüce Allah’tan tüm Müslümanları korumasını ve kendi sözü üzere birleştirmesini niyaz ederiz. Şüphesiz O Semî-i Mucîb’dir.”
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: