Hz.Ebulfazl Abbas’ın (O’na selâm olsun) bacısı Seyyide Zeyneb-i Kubra (O’na selâm olsun) nezdindeki yeri…

Hz.Abbas’ın, bacısı Hz.Zeyneb (Onlar’a selâm olsun) nezdindeki konumu doğumundan itibaren ortaya çıkmıştır. Validesi Hz. Ümmül Benîn Hanımefendi’den (O’na selâm olsun) sonra ona beşikte ninni söyleyen, kucağında yetiştiren ve maarifi ile, ilimleri ile besleyen şefkatli bir ana olmuştur.

Hz.Abbas (O’na selâm olsun) doğduğu zaman; sağ kulağına ezan ve sol kulağına kamet okuması, adlandırması, ona bir künye ve lakap vermesi gibi sünnetleri icra etmesi için kendi eliyle taşıyıp Babası Müminlerin Emîri’ne (O’na selâm olsun) getirmiştir. Adını sorduğunda Müminlerin Emîri (O’na selâm olsun) “O Abbas’tır” diye buyurmuş; künyesini sorduğunda “Ebulfazl (Fazilet Babası, Erdem Sahibi’dır” demiş ve lakabını sorduğunda da “Kamer-i Benî Haşim (Haşimoğulları’nın Dolunayı), Kamer-i Aşiret (Aşiretin Dolunayı) ve Sekkâ (Su getiren, suvaran)” diye yanıtlamıştır.

Bunun üzerine Hz.Zeyneb (O’na selâm olsun) iyimser bir şekilde şu yorumu yapmıştır: “İsmi ‘Abbas’ cesaretine ve yiğitliğine alamettir. Künyesi ‘Ebulfazl’ fazilet ve keramet (saygınlık) nişanesi olacağı(na işarettir). Lakapları ‘Kamer-i Benî Haşim’ ve ‘Kamer-i Aşîret’; cemâl, yakışıklılık, kemâl, güzel yüzlülük ve itibar nişanesidir.Ancak ey babacığım; ‘Sekkâ’ isminin anlamı nedir?”

Bunun üzerine Müminlerin Emîri Hz.İmam Ali (O’na selâm olsun) hıçkırarak ağladı ve Aşûra’da yaşanacak olaylardan bir şeyler anlattı. Hz.Zeyneb (O’na selâm olsun) duyduğu şeyler üzerine hüngür hüngür ağladı. Hz.İmam (Allah’ın selâmı üzerine olsun) ağlayan kızını şu sözlerle yatıştırdı: “Kızcağızım Zeyneb; (metîn) ol, sabret ve kardeşini annesine götür. Bil ki onun müşerref bir duruşu ve yüce bir şanı vardır (olacaktır).”

Bu da Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Allah’ın selâmı üzerine olsun) zaten bacısı Hz.Zeyneb-i Kubra (Allah’ın selâmı üzerine olsun) nezdindeki menziletine ilaveten ek bir makam oldu. Bazı kitaplarda geçtiği gibi Babası vefât etmek üzere iken O’ndan özellikle de Kerbelâ’da ve yolculukta kefâletini, korumasını ve bekçiliğini Hz.Ebulfazl Abbas’ın (O’na selâm olsun) yapmasını istedi.

Hz.İmam (Allah’ın selâmı üzerine olsun) da oğlu Hz.Ebulfazl Abbas’I çağırttı. Kızı Seyyide Zeyneb’in (O’na selâm olsun) elinden tutup onu Hz.Abbas’ın (O’na selâm olsun) eline yerleştirdi ve şöyle buyurdu: ‘Oğulcuğum Abbas; bu benden sana bir emanettir.Öyleyse onun korunması ve bakımında kusur göstermeyesin.’ Hz.Abbas (O’na selâm olsun) da göz yaşları yanaklarından aşağı süzüle süzüle ‘Gözlerini aydınlatacağım babacağım’ dedi.

Ondan sonar Hz.Ebulfazl Abbas, bacısı Zeyneb (Onlar’a selâm olsun) ile eskisinden daha çok ilgilenmeye başladı. Ona bakmaya eskisinden daha da yoğun bir önem gösteriyordu. Özellikle de Hz.Zeyneb-i Kubra’nın (O’na selâm olsun) daha sonraki yolculuklarında.

Hz.Zeyneb-i Kubrâ’nın (O’na selâm olsun) ilk yolculuğu, Babasının zahîri hilafeti günlerinde oldu. Müminlerin Emîri (O’na selâm olsun) Medîne’den Kûfe’ye göç edip Kûfe’yi karargâhı kıldığı zaman Hz.Zeyneb-i Kubra (O’na selâm olsun) da ona eşlik etmişti.

Diğer yolculuklarına gelince; Ağabeyi Hz.İmam Hasan-ı Muctebâ (O’na selâm olsun) ile birlikte Ceddi Hz. Resûlullah’ın (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) Medînesi’ne göç etmişti. Bir de Hz.İmam Huseyn (O’na selâm olsun); Allah’ın ve Resûlü’nün düşmanı Muaviye oğlu Yezîd’e karşı ayaklanıp Medine’den Mekke’ye, oradan da Kerbelâ’ya gittiğinde Hz.Zeyneb-i Kubra (O’na selâm olsun) da O’na eşlik etmişti. Tüm bu yolculuklarda Hz.Zeyneb-i Kubra’yı (O’na selâm olsun) bineğine indirip bindirme, bekçiliği ve ona bakmayı kendi üstlendi. Özellikle de Kerbelâ’da, bilhassa Kerbelâ’da Aşûra gününe dek onları kuşatan zorlu şartlar ve günler boyunca…

Düşmanlar Aşûra’da katliam yapmayı tamamladıkları zaman Hz.Zeyneb’i (O’na selâm olsun) esirler kervanınındaki diğerleri ile Kerbelâ’dan Kûfe’ye ve oradan da Şam’a götürmek istediler. Bunun için de işkence olsun diye hiçbir binilecek eğer ya da oturulacak yer olmayan develer getirdiler. İşte bu yüzden bu anda Hz. Zeyneb (O’na selâm olsun) Alkamî nehrine doğru döndü. Onu kesintiye uğratan bir kederin eşlik ettiği ince sesiyle şöyle dedi: “Kardeşim Abbas; beni Medîne’de (bineğime) sen bindirdin. Tam da burada indirdin. Şimdi kalk ve (yeniden) bindir beni. İşte yolculuğa götüren (develerin) sesleri, gidiş yoluna doğru bize eşlik ediyor…”
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: