Haşimoğulları’ndan Kureyşli Abdulmuttalib oğlu Hamza. Hz.Resûlullah’ın (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) amcası, süt kardeşi, on dört bakanından ve sahabelerinden biri. Amcalarının da en hayırlısı. Çünkü (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) şöyle buyurmuştur: “Kardeşlerimin en hayırlısı Ali, amcalarımın en hayırlısı da Hamza’dır. Allah her ikisinden de razı olsun.”
Hz. Hamza (O’na selâm olsun) Hz. Resûlullah’tan (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) yaşça iki yıl daha büyüktür. Ayrıca annesi tarafından da yakınlığı vardır. Çünkü Annesi; Abdumenaf oğlu Vuheyb kızı Hale, Abdumenaf oğlu Veheb kızı Amine’nin amca kızıdır. “Şehitlerin Efendisi” ile “Allah’ın Arslanı ve Resûlü’nün Arslanı” lakaplandırılmıştır. Künyesi Ebu İmare’dir. “Ebu Ya’la” olduğu da sölenmiştir. Cahiliye döneminde yiğit, cesur bir savaşçı ve hoşgörülü, cömert bir insandı. Kureyş’in en çetini ve en bahadırıydı. Cahiliye döneminde Kenane ve Kays Aylan kabileleri arasında meydana gelen Fuccar Savaşına katılmıştır.
Hz. Hamza (O’na selâm olsun) Hz.Muhammed’in (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) bîsetinin (ilahi tebliğ vazifesinin başlangıcının) ikinci senesinde Müslüman oldu. O Müslüman olduğunda Kureyş, Hz.Muhammed’in (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) izzetli bir koruyucu kazandığını ve Hamza’nın O’na bir koruyucu olacağını bildi. Hz. Hamza (O’na selâm olsun) ardından Medîne-i Münevvere’ye hicret etti. Hz. Resûlullah (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) da O’nu Zeyd b. Harise ile kardeş yaptı. Hz.Resûlullah’ın (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) İslam için atadığı ilk Tugay komutanı Hz. Hamza idi. Hz. Hamza Bedir gazvesine katılmıştır. Bedir gazvesinde de teke tek meydana inip dövüştüğü Şeybe bin Rebia’yı ve sonrasında da çok sayıda müşriği öldürmüştür. H.3 senesinde Uhud savaşına da katılmış ve orada da otuz bir müşrik öldürdükten sonra şehîd olmuştur.
Onu öldüren Mut’am oğlu Cubeyr’in Habeşli kölesi Harb oğlu Vahşi’dir. Hz. Hamza (O’na selâm olsun) şehîd olduktan sonra Ebu Sufyan’ın karısı ve Utbe’nin kızı olan Hind onun karnını yarıp ciğerini çıkarmış, yemeye çalışmış ama yiyemeyip geri tükürmüştür. Hz.Resûlullah (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) onun Hz. Hamza’nın (O’na selâm olsun) ciğerini yiyemeyişini şöyle açıklamıştır: ‘Şayet onun karnına girseydi ateş ona dokunamazdı’. Hz.Resûlullah (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) onu (görmek) isteği ile gitmiş ve onu vadinin orta yerinde bulmuştur. Ona baktığında herhalde daha fazla yürek burkan bir manzara olamazdı diye düşündüren bir halde amcasını gören Hz.Resûlullah (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) şöyle buyurmuştur: ‘Allah sana rahmet eylesin ey amca; pek sıla-i rahim eden ve pek çok hayır işleyen bir kimseydin.’ Ardından da Hz. Hamza’yı kızkardeşinin oğlu Abdullah b. Cahş ile bir kabre defnetmiştir.
“Allah’ın Arslanı” dendiği zaman dinleyen kişinin aklına gelenlerden biri de kuşkusuz: Kureyşli Haşimoğulları’ndan Kilab oğlu Kusey oğlu Abdumenaf oğlu Haşim oğlu Abdulmuttalib oğlu Hamza’dır. Ebu İmare, Ebu Ya’la. Mekkî yani Mekke’de Müslüman olmuştur. Medenî’dir yani Medîne’ye hicret etmiştir. Bedrî’dir yani Bedir’de savaşmıştır. Şehîttir. Hz. Resûlullah’ın (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) amca oğlu ve süt kardeşidir. Hz. Hamza’nın (O’na selâm olsun) duruşları tarihin altın harflerle yazıp kaydettiği ve ilerleyen nesillere bildirip aktardığı ölümsüz duruşlardır.