Hatırasında bir bakış: Zilkâde ayının on birinci günü Hidayet Güneşi Hz.İmam Rıza’nın (O’na selâm olsun) nuru ile aydınlandı…

Zilkâde ayında birçok münasebet bulunmaktadır. Bu münasebetlerin baş tacı da; Seçkin Itret, Yeryüzünün en hayırlıları Pâk Ehlibeyt’ten olan İmamlar’dan (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) Tûs diyarına defnedilmiş olan bir ferdi olan Şems-i Şumûs (Güneşler Güneşi), Enîs-i Nufûs (Canlara ünsiyet veren) Ebul Hasan Hz.İmam Rıza’nın (O’na selâm olsun) mübarek viladeti hatırasıdır. Zira H.148 senesinde bu ayın on birinci gününde Medîne-i Münevvere’de dünyayı şereflendirmiştir. Böylelikle gayb âleminden yeryüzüne müjdeler yağmış; yeryüzü ehli, Hidayet Önderliğinin mukaddes nurlarının doğuşu ile şereflenmiştir. Mubarek doğum ile Hz.İmam Musa Kâzım’ın (O’na selâm olsun) evini neşe ve sevinç sarmış; Ehlibeyt (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) dostları Allah-u Teâlâ’nın kendi ism-i şerîflerinin anılmasına izin buyurduğu bu yuvanın yeni doğan bebeğine dair haber ile büyük bir mutluluk yaşamıştır. Doğuşu ile yeryüzünü aydınlatan ve semâları süsleten Hz.İmam Ali Rıza’nın (O’na selâm olsun) pek muhterem validesi Hz. Tektum’dur. Adının ‘Necme (Yıldız)’ olduğu da söylenmiştir. Hz. Necme kadınlar içerisinde din ve akıl açısından en üstün hanımdı. Faziletinden ötürü Hz.İmam Musa Kâzım (O’na selâm olsun) ona ‘Tâhire (Pâk Kadın)’ adını vermiştir.

Şeyh Sadûk’tan senedi (ravilerinin sırası) Ali b. Meysem’e ulaşan bir hadiste şöyle nakledilmiştir: ‘Annemin şöyle dediğini duydum:’

“Rıza’nın annesi Necme’nin şöyle dediğini işittim: Oğlum Rıza’ya hamile olduğumda hamile ağırlığı hissetmedim. Uykumda karnımdan tesbih, tehlil ve temcid (Allah-u Teâlâ’nın noksan sıfatlardan münezzeh olduğunu, O’ndan başka ilah olmadığını ve O’nun yüceliğini anıp saygı sunan zikirler) işitiyordum. Bu da beni ürpertirip korkutuyordu; uyandığımda ise bir şey işitmiyordum. Onu doğurduğumda yere düştü ve alnını yere koyup başını kaldırdı. Sanki konuşuyor gibi de dudaklarını hareket ettiriyordu. Bununu üzerine Babası Musa b. Cafer (O’na selâm olsun) içeri girdi ve “Ne mutlu sana ey Necme! Rabbinden Sana bir keramettir (ikramdır, ödüllendirmedir- Editör)” dedi. Ben de bunun üzerine beyaz bir beze sarılı olarak onu ona ( Hz.İmam Rıza’yı Hz. İmam Musa Kâzım’a - Onlar’a selâm olsun) uzattım. O da O’nun sağ kulağına ezan, sol kulağına da kamet okudu. Sonra Fırat suyu getirilmesini emredip (o suyla) O’nun ağzının içini sıyırdı. Sonra O’nu bana geri verip şöyle buyurdu: ‘Al onu ey Necme; Zira O Allah’ın yeryüzünde bıraktığı kimsedir.”



Hz.İmam Rıza’nın (O’na selâm olsun) mubarek doğumu hayrın, hidayetin ve hakiki tevhidin yeni br tecellisi olmuştur. Hz.İmam Rıza (O’na selâm olsun); hüküm saplantılarının, hevanın ve eğriliklerin kasıp kavurduğu bir ortamın içinde kurtarıcı bir Rabbanî liderdi. İmamımız Pâk ve Masum Ehlibeyt’ten olan İmamlar’ın (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) sekizincisidir. Doğduğu gün de bu büyük ilahi hibe de mübarek olsun. Allah-u Teâlâ dünyada onun ziyaretini yapmaya muvaffak kılsın, ahrette de şefaatine nail eylesin. Bu da büyük bir nimet ve büyük bir zaferdir.

Doğduğu günde, zehirletilerek şehîd edildiği günde ve yeniden diriltileceği günde Hz.İmam Rıza’ya selâm olsun!
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: