Acı dolu bir hatıraya bakış: Hz. İmam Cevâd’ın (O’na selâm olsun) şahadeti yıldönümü üzerine…

Hicri 220 senesinde Zilkâde ayının sonunda vahyin indiği Nübuvvet Hanedânı’na hüzün ve acı yaşatan bir facia meydana gelmiştir: Abbasî rejimi yöneticisi Mutasım’ın elleriyle gerek İslam’a gerekse de Müslümanlara karşı işlenen o dönemin en büyük cinayeti olan Hz.İmam Muhammed Cevâd’ın (O’na selâm olsun) şehîd edilmesi faciası. Hz. Resûlullah’ı (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) hüzünlendiren, Hz. Fatıma Zehrâ’nın (O’na selâm olsun) gözlerini yaşartan ve Müminlerin Emîri’nin (O’na selâm olsun) kalbini hüzünle sıkan bu suikast faciasının sonucunda; Allah-u Teâlâ’nın meveddetlerini ümmete farz kıldığı Ehlibeyt (Hepsine selâm olsun) Hanedânı’ndan olan Dokuzuncu İmam Hz.İmam Muhammed Cevâd (O’na selâm olsun) zehirletilmiş ve şehîd edilmiştir.

Mutasım birçok defa Hz.İmam Cevâd’a (O’na selâm olsun) suikast yapmaya çalışmıştı. Hidayet Önderleri’nin Dokuzuncusu’na (Hepsine selâm olsun) kastetmeye yönelik bu habis denemelerin sonuncusunda Hz.İmam’ın (O’na selâm olsun) eşi Ümmül Fadl’ı seçti. Mutasım’ın Ümmül Fadl’ı istismar etmesi ve onu nasıl Hz.İmam’ı (O’na selâm olsun) öldürmeye kışkırttığı ile ilgili olarak bazı sebepler zikredilmiştir. Rivayetlerde Ümmül Fadl’ın kocasını babası Memun hayatta iken dahi nasıl şiddetli bir şekilde kıskandığı ve Babası Memun’un kendisinin Ümmül Fadl’ı Hz.İmam’ı (O’na selâm olsun) katletmeye alet etmeye çalıştığı belirtilmiştir.

Ebu Nasr el-Hemedânî şöyle demiştir: “Ebu Cafer – Allah O’na rahmet eylesin – şöyle rivayet etmiştir. Hz.İmam’ın (O’na selâm olsun) vefatının sebebinin eşi; Melun Memun kızı Ümmül Fadl’ın, Allah-u Teâlâ’nın Hz.İmam Muhammed Cevâd’ı (O’na selâm olsun) başka bir eşinden Hz.İmam Ali Hadî (O’na selâm olsun) ile rızıklandırdığı zaman ondan uzak durup on dokuz üzüm tanesi ile onu zehirledi. Hz.İmam (O’na selâm olsun) üzümleri yediği zaman da ağladı. Bunun üzerine Hz.İmam (O’na selâm olsun) şöyle buyurdu: ‘Ne diye ağlıyorsun ki?! Allah’a yemin olsun ki; (Allah) sana ondan kurtuluş olmayan bir fakirlik ve ondan örtünülemeyen bir belâ ile vuracaktır!’ Öyle de oldu. Bedeninin en gizli yerinde öyle bir hastalığa yakalandı ki; tüm servetini harcayıp tüketmesine rağmen kurtulamadı ve insanlara muhtaç hale düştü.

Hz.İmam Cevâd (O’na selâm olsun) ise zehirli yemeği yedikten sonra çiğ kan kusmaya başladı. Kendisini yatağa attı. Bir sağa bir sola döndü ve ciğerini parça parça tükürüp can verdi. Böylece İmamımız hesabını Allah-u Teâlâ’ya bırakan mazlum bir şehîd olarak öbür âleme intikâl etti. Evinde feryatlar yükseldi. Haşimoğulları ve Hz.İmam Ali (O’na selâm olsun) evlatlarının evlerinden yas çığlıkları ve ağlayışlar yükseldi durdu. Ehlibeyt (Hepsine selâm olsun) taraftarlarını şiddetli bir hüzün ve keder kapladı. ‘Eyvahlar olsun İmamımız; Cevadımız, yetimlerin ve miskinlerin kefili, kaybolmuşların sığınağı…’ diyerek inlediler, ağladılar…

Hz.İmam’ın (O’na selâm olsun) şahadeti Hicri 220 senesi Zilkâde ayının sonunda vuku bulmuştur. Şehîd olduğu sırada gençliğinin baharında; sadece 25 yaşındaydı. O’nun (O’na selâm olsun) şahadeti ile İslam’da bir hidayet önderliği meşalesi, bir takva rehberliği yıldızı sönmüş ve İslam’ın nurlu fikir ve fazilet sayfalarından biri daha kapanmış oldu.

Hz.İmam Muhammed Cevâd’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) pâk naaşı şimdi Kazımeyn olarak bilinen Kureyş Mezarlığı’nda Dedesi Hz.İmam Musa Kâzım’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) yanı başında açılan kabirde toprağa verildi. Defin işlemleri oğlu Hz.İmam Ali Hadî (Allah'ın selâmı üzerine olsun) tarafından gerçekleştirildi.
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: