Bana kalacağına dair söz verip sonra da gidene…

“Bana kalacağına dair söz verip sonra da göçene… Yıllarımı kuraklık yılları yaptın. İşte Muharrem-i Haram ayının on birinci gecesi; karanlık perdelerini salıvermeye başladı… Tarihte eşi benzeri görülmemiş korkunç bir günün sayfasını kapatıyor. Pâk bedenleriniz toprağın üstünde dağılmış, paramparça; hürmeti çiğnenmiş halde… İşte Allah’ın salih kulu Ebu Abdullah Huseyn’in bedeni… Yanı başında oğlu Ali Ekber ve süt emen yaştaki Abdullah… İşte Abbas’ın kardeşleri; Ümmül Benîn oğulları Cafer, Osman ve Abdullah… Şuradaki de Ağabeyi İmam Hasan’ın oğlu Kasım… Şuradakiler de Amcası oğulları, Ebu Talib evlatları… Burada yatanlar da pek iyilik dolu vefakâr dostlar…”

“Öyleyse Selâm olsun Sana Ey Suyun Efendisi… İşte kervan hazırlandı; Esîrler Şam’a doğru zorlu, acımasız bir yolculuk yapmak üzere… Sevdiklerimizin kesik başları da geliyor bizimle; ama mızrak uçlarına takılmış olarak…”

Aşûrayı anan matem alayları merasimlere devam ediyor. Matem alayları H.1440 yılı 10 Muharrem Perşembe akşamı mukaddes Kerbelâ şehri sakinlerinin bir geleneğini yaşatarak “Issızlık Gecesi” matemi düzenledi. Hz.Zeyneb-i Kubra’nın (O’na selâm olsun) ve diğer Esirler kervanı efradının Hz.İmam Huseyn (O’na selâm olsun) olmadan geçirdiği ilk geceye atfedilen bu matemde; Ehlibeyt (Hepsine selâm olsun) hanımlarının ve yetimlerinin yaşadığı musibetler ve olaylar anılıyor.

Huseynî matem alaylarının geçişi ziyaretçiler tarafından yoğun ilgi gördü. Hz. Resûlullah’ın Ehlibeyti’nin (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) yaşadığı acımasız, yürek parçalayan anların acılarını ve hüznünün anıldığı bu geceye özel olarak İki Mukaddes Türbe’nin içi kırmızı ışıklarla aydınlatıldı. Ayrıca çok sayıda ziyaretçi Mukaddes Hz. Huseyn ve Hz. Abbas (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) Türbeleri’nde ve Beynel-Haremeyn-i Şerîfeyn Meydanı’nda (yaşanan zifiri karanlık geceye atfen - Editör) mumlar yaktı.