Mukaddes Hz. Huseyn ve Hz.Abbas (İkisine de selâm olsun) Türbeleri heyeti Maryland’daki Müslümanlara seslendi: “Üzerinize düşen fikrî gidişatı düzeltmek ve başka topluluklara İslam dininin hakikatini beyan etmektir”

Amerika Birleşik Devletlerindeki Maryland Müslümanlar ile bir araya gelen Mukaddes Hz. Huseyn ve Hz.Abbas (İkisine de selâm olsun) Türbeleri heyeti “Üzerinize düşen fikrî gidişatı düzeltmek ve başka topluluklara İslam dininin hakikatini beyan etmektir. Bu vazife de kolay değildir; hatta en zor vazifelerdendir, Nebîlerin ve Resûllerin vazifesidir” vurgusunda bulundu.

Mukaddes Hz. Huseyn (Allah’ın selâmı üzerine olsun) Türbesi heyeti üyesi Dr. Talal el-Kamilî diliyle yapılan bu konuşma şöyle devam etti: “Mukaddes Hz. Huseyn ve Hz.Abbas (İkisine de selâm olsun) Türbeleri’nden bir heyet olarak onların himayelerinde Birleşmiş Milletleri Binasında ve İmam el-Hoi (Allah-u Teâlâ sırrını takdis eylesin) Kurumu işbirliği ile düzenlenen araştırma konferansı heyeti olarak geldik. Bu kaynaşmışlıkla organizasyonun hamiliğini yapan kardeşler; Amerika’da bulunan bazı İslami merkezlere yönelik ziyaretimiz olmasını istediler. Genel surette İslami kesim ve özel olarak Şii kesim ile buluşmalarımızın olması bizim için sevinç vericidir.”

“İki Mukaddes Türbe yönetimlerinin talimatı doğrultusunda Batı ülkelerinde ve özellikle de Amerika’da var olan yabancı topluluklar ile buluşmaya çabalamaktayız. Amacımız evvela Mukaddes Türbeler ile Avrupa ve Batı ülkelerinde bulunan Müslüman topluluklar arasındaki ilişkileri daha derine işleme ve köklerini güçlendirmek; ikinci olarak da onların dertlerine ortak olmaktır. Üçüncüsü de görevlerin dağılımını ve sorumluluğu bölüştürmektir.”

“İlk noktanın; yani iki taraf arasındaki ilişkileri daha derinleştirme ve köklere işleme üzerinde duralım. Çünkü insanlık, İslam, Şiilik ve çok sayıda paydadan oluşan inanca dayalı güçlü bir ortak paydamız var. Üzerinde durmak istediğimiz ikinci eksen (nokta) ise dertlerine ortak olmak. Evet; biz İki Mukaddes Türbe yönetimi olarak gurbetçi kardeşlerimiz açısından gerçek krizler olduğunu; dertlerin, sıkıntıların ve ekonomik, sosyal, psikolojik ve hatta politik de olabilen krizler bulunduğunu biliyoruz. Bizler de sizlerin dertlerine ortak olmak istedik; çünkü (bunu) hakkediyorsunuz. Bizler de hepimiz – siz ve biz olarak – bir ortak dava, bir dert ve bir sorumluluk içinde yaşamaktayız. Üzerinde durmak istediğimiz üçüncü noktaya gelince; o da sorumlulukların ve görevlerin bölüştürülmesi. Kuşkusuz bizler Allah (Azze ve Celle) karşısında sorumluyuz. O’nun karşısında Allah’ın sınırlarına uymakla yükümlüyüz. Allah’ın haram kıldıklarını haram kılma, helal kıldıklarını helal kılma ve Allah’ın (Azze ve Celle) sınırlarında durmakla yükümlüyüz. Bu var olan hükümler kapsamında bizim onları yapmaktan Allah karşısında sorumlu olduğumuzun belirtildiği hükümler vardır. Bu söz ettiğim sorumluluk da kuşkusuz şerî yükümlülüktür. Bu esasen kendileri gurbetçi olan kimseler arasında bölüştürdüğümüz bir vazife. Benim görüşüm; siz savaşın ön saflarındasınız, sorumluluğun ön saflarındasınız.”

“Sizler birçok yönden sorumluluğun ön saflarındasınız. İlk yanı; siz ülkelerinde yaşamış olduğunuz İslami atmosfer olmayan bir atmosferde yaşıyorsunuz. Bu yüzden de tabiri doğruysa kervanın arkasından yürüyorsunuz. İslami kimliği korumak; insanın Allah’ın yeryüzündeki halifesi olarak en önemli elementlerden biridir. İnsan eğer kimliği, ilkeleri ve inançlarına bağlı kalırsa; özellikle de İslami olmayan bir atmosferde olursa (bunu koruması Allah’ın yeryüzündeki halifesi olarak en önemli unsurlardan biridir). Bu yüzden de sizler sorumluluğun ön saflarındasınız dedim. İşin vurgulamak istediğim ikinci yanı ise de sizin sorumluluğu yüklenme açısından öncelikli oluşunuz. Bizler belli başlı cephelerde DAİŞ (DEAŞ,IŞİD) terör örgütüne karşı da savaşıyoruz; fikrî sapkınlık ve inançsal bozgunculuk (fikri sapkınlıkları ve inançsal bozgunculukları ile) de savaşıyoruz. Sizlerin üzerine düşen ise fikrî açıdan gidişatı düzeltmek ve İslam dininin hakikatini başka topluluklara anlatmaktır. Bu da kolay bir vazife değil; aksine en zor vazifelerdendir. Nebîlerin ve Resûllerin vazifeleridir.”

“Bu temelden yola çıkarak sizler bu sorumluluğun ön hatlarındasınız dedim. Bu yüzden biz sizin şanınızı takdir edip hürmet duyuyoruz. Sizler buradasınız ama yeriniz akıllarımızda, kalplerimizde ve nefislerimizde büyüktür. Çünkü sizler inşa’Allah sorumluluk yüklenmeye ehilsiniz. Burada bulunan bu harika ve güzel toplanışınız da sizin buna bağlı kalacağınıza dair önemli bir sinyaldir. Çünkü ben burada çocuklar ve gençler görüyorum. Bu da İslam’a aykırı atmosfere meyledip kaymamaları için şu ya da bu aileyi buralara çekmeye dair ailevî bir bilinç olduğunu göstermektedir.”
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: