New York’ta bulunan İmam el-Hoi (Allah-u Teâlâ O’na rahmet eylesin) Kurumu Müdürü Şeyh Fadıl es-Sehlanî “I. Uluslararası ‘Entellektüel Öncülük Rolünü Yeniden Geri Getirme ve Adaleti, Barışı, Sosyal Çoğulculuğu Güçlendirme Konferansı’ tarihi bir adımdır. Tarih bunu kaydedecektir. Mukaddes Hz. Huseyn ve Hz. Abbas (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) Türbeleri bu konferansta organizatör taraf olarak bulunmasaydı; kaydettiği şu başarıyı gerçekleştiremezdi” dedi.
Bu sözler Uluslararası El-Kefîl Ağı’nın Şeyh Sehlanî ile yaptığı röportajdan. Röportajda ayrıca şunlar yer aldı: “Bu ayın sekizinde Birleşmiş Milletler Binası’nda; Mukaddes Hz.Huseyn ve Hz. Abbas (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) Türbeleri, İmam el-Hoi (Allah-u Teâlâ sırrını takdis eylesin) Kurumu ve Araştırmalar ve Miras Enstitüsü işbirliğiyle organize edilen konferans tarihte ilk defa düzenlenen bir olaydır. Tüm inançlardan Müslümanlar; tartışmak, diyalog ve İslam toplumunun geliştirilmesi için ne mümkünse takdim etmek için bir binada, Birleşmiş Milletler Binası’nda toplanmışlardır.”
“Bu tarihi bir adımdır ve tarih bunu kaydedecektir. Mukaddes Hz.Huseyn ve Hz. Abbas (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) Türbeleri’nin emekleri ve varlığı olmasaydı bu başarı gerçekleştirilemezdi. Çünkü sadece Ehlibeyt (Hepsine selâm olsun) mezhebine uyanların değil; Müslümanların genelinin ve hatta Müslüman olmayanların dahi gönlünde etkileyici ve büyük bir yere sahip iki faktörlerdir. Çünkü Hz.İmam Huseyn (O’na selâm olsun) sadece Müslümanlar için var edilmemiştir. Ceddinin ümmetinin ıslahı içindir. Ceddinin ümmetinin ıslahı da cihanın (Dünyanın) ıslahı demektir.”
“Sonuçta başka dinlerden insanlar bu ismi ve bu konumu takdir ediyor. Manevî, fikrî olarak ve uygarlık açısından takdir edip etkileniyorlar. Çünkü Hz.İmam Huseyn (O’na selâm olsun) sevgileri anlatılamaz ve tartılamaz. Bu yüzden de bu konferansın başarısının ve bu yoğun katılımın nedenlerinden biri; İki Mukaddes Türbe’nin şiarlarını taşıması oldu.”
“Konferansa yönelik hiçbir negatif not düşülmedi ya da hiçbir olumsuz sinyal verilmedi; aksine hepsi pozitifti. Konferans ve organizatörler parmakla gösterldi. Bu da bizi konferansı gelecek yıllarda daha da geliştirmeye ve daha üst düzeye taşımaya çağırıyor.”
“Konferansın düzenlenmiş olduğu doğru; ancak geleceğe yönelik planlar için yoğun çaba harcanmasına ihtiyaç var. İki Mukaddes Türbe ile beraber bu konferansın sonuçlarını ve gelişmelerini okumaya yönelik çalışacağız.”
“İki Türbe ile işbirliği verimliydi. İkisinin sarf ettiği gayretler ve kurumumuzla beraber katılmayı onaylamaları olmasaydı konferansın bu tadı ve bu maneviyatı olmazdı. Bu maneviyat insanları farklı yerlerden çekip getirdi. Çok sayıda farklı dinlerden ve mezheplerden insanları çekti.Çünkü buna benzer konferanslar güzel birer sosyal olgudur; bunlarda buluşur, tanışırız. Çoğu da faaliyetlerin bitişi ile birlikte sona erer. Ancak bizlerin konferanstan sorumlu kardeşlerden rica ettiği şey bunu sürdürmek ve esas noktalarını uygulamak. Konferansın getirdiği esas noktalardan biri de; Arap ülkelerindeki Müslüman toplumların geri kalmalarının en önemli sebpelerinden biri de cehalet ve okuma yazma bilmeyiş. Eğer bilim ve marifet üzerine odaklanırsak bu âfeti bitirme konusunda büyük yol alacağız.”
“Konferansın bitişi sonrası çalışmalar iki şıktan oluşmaktadır. İlki konferasın sonucunda ortaya çıkan şeyleri teoriden pratiğe taşımak. İkinci şık; bu konferansın ikincisi için düşünme ve planlamadır. İkincisinin tezleri ve katılım açısından daha güçlü olacağını umuyoruz.”
“Beklentimiz; Allah-u Teâlâ’nın öğretilerini yüceltmede Necef ve Kerbelâ’nın aslan payına sahip olmasıdır.”