Hz.Ebulfazl Abbas’ın, Babası Müminlerin Emîri’nin (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) nezdindeki konumu…

“Kamer-i Benî Haşim” kitabında şöyle geçmiştir: Ümmül Benîn Hanım, Müminlerin Emîri’ni (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) bir gün şöyle gördü: Küçük yaştaki oğlu Ebulfazl Abbas’ı (O’na selâm olsun) kucağına oturtmuş, (yavrusunun) kollarını sıvamıştı. Minik ellerini tutup öpmeye ve ağlamaya başladı. Hz.Ümmül Benîn (O’na selâm olsun) de bu durum karşısında korkuya ve şaşkınlığa kapıldı. Müminlerin Emîri’ne (O’na selâm olsun) doğru şaşkın bir halde geldi ve şöyle sordu: ‘Allah senin gözlerini ağlatmasın ey Müminlerin Emîri! Oğlumun kollarında ve ellerinde etkilenmeyi ve ağlamayı gerektiren bir şey mi var acaba?’ Müminlerin Emîri Hz.İmam Ali (O’na selâm olsun) de o çocuğun; Aşûra günü Ağabeyi ve İmamı Hz.İmam Huseyn’in (O’na selâm olsun) yardımına koşarken sergiledikleri sebebiyle Yüce Allah nezdindeki büyük şanını ve üstün konumunu anlattı. Ağabeyi için kolları koparılıncaya dek savaşacağını haber verdi. Şefkatli ana bu haberi duyunca kendisini tutamayıp ağlayıp feryatlar etti. O sırada evde bulunanlar da hüngür hüngür ağlayarak O’na eşlik ettiler. Bunun üzerine Müminlerin Emîri Hz.İmam (Allah’ın selâmı üzerine olsun) onları yatıştırıp susturdu. Hz.Ümmül Benîn’e (O’na selâm olsun) aziz evladının Allah-u Teâlâ katında kazanacağı konumu ve Yüce Allah’ın tıpkı Ebu Talib oğlu Cafer’e (O’na selâm olsun) bağışladığı gibi; Hz.Abbas’a (Allah’ın selâmı üzerine olsun) da koparılan kollarına karşılık iki kanat bağışlayacağını, o kanatlarla da Cennetteki meleklerle nereye dilerse oraya uçabileceğini müjdeledi.”

Müminlerin Emîri’nin evladı Hz.Abbas’ın (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) ellerini ve kollarını öpmesinin sadece şefkat ve sevgiden değil; Hz.Abbas’ın (Allah’ın selâmı üzerine olsun) sahip olduğu makamı beyan etmek için de olduğu bilinen bir gerçektir.

“Mealiyuss-Simtayn” kitabında ve başka kitaplarda da şöyle geçmiştir: “Hicri kırk yılının Ramazan ayının yirmi birinci gecesi, yani Müminlerin Emîri Hz.İmam (O’na selâm olsun) şehîd olduğu gece…. Müminlerin Emîri’nin (O’na selâm olsun) ömrünün son gecesiydi; hane halkı ve yakın dostları ile vedalaşmaya başladı. Onlara vasiyetlerde, tavsiyelerde ve öğütlerde bulunuyordu. Derken evladı Hz.Ebulfazl Abbas’a (O’na selâm olsun) döndü. O’nu bağrına bastı ve O’na şöyle buyurdu: ‘Oğlum Abbas; Kıyamet gününde gözümü aydınlatacaksın (sana ve yaptıklarına baktığımda gözüm aydın olacak)…’”