El-Amîd Üniversitesi’nden “Irak Tıp kütüphanelerinin 2030 sürdürülebilir kalkınma hedeflerini gerçekleştirmedeki rolü” konulu panel

Mukaddes Hz. Abbas (Allah’ın selâmı üzerine olsun) Türbesi’ne bağlı El-Amîd Üniversitesi 11 Rebiülâhir 1440 (19 Aralık 2018) Çarşamba günü sabahı Irak’ın Tıp kütüphaneleri ile ilgili bir panel düzenledi. “Irak Tıp kütüphanelerinin 2030 sürdürülebilir kalkınma hedeflerini gerçekleştirmedeki rolü” konulu panele Irak’tan ve başka ülkeleren çok sayıda aademisyen ve uzman katıldı.

El-Amîd Üniversitesi’nin merkez salonunda düzenlenen panel Kur’ân-i Kerîm tilaveti ve Irak’ı ve mukaddes değerlerini müdafaa uğruna vefât eden Iraklı şehitlerin ruhuna okunan Fatiha Sûresi ile başladı. Ardından Irak milli marşı ve Mukaddes Hz. Abbas (Allah’ın selâmı üzerine olsun) Türbesi’nin resmi marşı olan Lahn-ul İbâ (İzzetin Ezgisi) okundu. Akabinde El-Amîd üniversitesi Rektörü Dr. Casim el-Mezrukî bir konuşma yaptı. Konuşmasında şunları söyledi. “Antik Irak uygarlığı dünyada insanlık tarihinin ilk medeniyetlerinden biri sayılmaktadır. Bu medeniyet; başkaları mağaralarda yaşarken insanlığa medeniyeti öğretmiştir. Iraklılar insanlara yazı yazmayı da ilk öğretenlerdir. Dünyadaki ilk okul da, Dünyadaki ilk derli toplu bilimsel kütüphane de burada inşa edilmiştir. Kütüphanenin buluşunun ardında yatan amaç da tapınağın gelir giderlerini kaydetmek ve kralların askeri ve inşaat alanlarındaki başarılarını yazıya dökmek olmuştur. Sümerce kütüphaneye ‘İdiba’ yani ‘Kayıtlar ve Belgeler Evi’ denmiştir.”

“M. Ö. 627 yılında ölen Kral Aşur Banibal’ın kütüphanesi de Dünyada bilinen en erişkin ve en düzenli kütüphanelerden biridir. Kral Aşur Banibal Dünyanın ilk kütüphanecisi sayılmıştır. Kütüphanede yaklaşık iki yüz elli bin kil tablet bulunuyordu. Kütüphanede ayrıca yönetimin kayıtları girdiği kütükler, kitap ödünç alma yeri, kitapların nasıl geri getirileceği ve geç getirilenlere verilecek cezaların yer aldığı talimatlar da bulunuyordu. Raflar bölüştürülmüş ve üzerlerine tıpkı bugünkü kütüphanelerde olduğu gibi tanıtıcı semboller konmuştu.”

“Daha sonrasında Arap ve İslam medeniyetleri, daha önce başka medeniyetlerin bilmediği birçok farklı kütüphane türü tanıdılar. Bu kütüphaneler gerçekten de öğretim yapan aydınlık kurumlarındandı. Hatta ulemanın ve hali vakti yerinde kimselerin harcamaları sonucunda özerk kurumlara dönüştüler. Sonra Mustansır b. Abdurrahman en-Nasır’ın M.S. 961 yılında yılında inşa ettirdiği Kurtuba Kütüphanesi gibi umumi kütüphaneler, Abdullah b. Abbas ile İbnil Amîd gibi sahabilerin özel kütüphaneleri gibi hususi kütüphaneler, Dâr-ul Hikme Kütüphanesi gibi okullara eklenen akademik kütüphaneler ve Kayravan Kütüphanesi gibi camiler, mescitler ve ibadet evlerine eklenen olmak kütüphaneler olmak üzere kütüphaneler farklı sınıflara ayrıldı.”

“Üniversite kütüphanelerine gelince… Bu kütüphaneler tıpkı diğer kurumlar gibi ihtisas alanlarında ihtiyaçlarını karşılamak isteyen kimselerin taleplerini karşılamaya çalışan kurumlardır. Üniversite Kütüphaneleri ve özellikle Tıp Kütüphanelerini başkalarından ayıran şey uzmanlık alanına yönelik yapısıdır. Son yirmi yılda kütüphaneler teknolojiden yararlanmaya çalışmış; okurları ve kendisinden faydalanan kimselere yardımcı olması için bilgisayarlarları ve yazılımları devreye sokmuş; istenen bilgiye hızla ulaşım için elektronik kütüphaneler ve kütüphanelerin kendilerine özel ağları temin edilmiş ve milli tıp kütüphaneleri için özel ağlar ve veritabanları inşa edilmiştir.”

“Bugün üniversite tıp kütüphanesinden istenen şey; çalışmalarına ve ondan yararlananlara sunduğu hizmetlere destek sunabilmek için bilgi çağının gerekleri doğrultusunda ilerlemek ve çalışmalarını ilerletmek, modern mekanizmalara dayanmaktır. Zira kütüphaneciden yeni beceriler edinmesi istenmektedir. Teknoloji araçlarının ideal bir biçimde değerlendirilmesini garanti altına almak için kütüphaneden yararlanan kimseler de kütüphanecinin yetkinlik düzeyinde olması istenir.”

Ardınan Arap Kütüphaneleri Birliği Başkanı Dr. Seyf Abdullah el-Cabirî bir konuşma yaptı. “Kütüphanelerin ortaya çıkışının temeli olan bir ülkede kütüphanelerden benzemek Fırat ve Dicle nehrinin yanında su satmaya benzer” diyerek Irak’ın kütüphaneler konusundaki rolünden övgüyle söz eden Dr. El-Cabirî; ardından Tıp – kütüphane ilişkisi, internet dönemi sonrası kütüphanenin öneminin bir kez daha fark edilmesi ve Arap Kütüphaneleri Birliği’nin etkinliklerinden bahsetti.

Panelde ayrıca üç seminer düzenlendi. İlk seminer El-Amîd Üniversitesi Merkez Kütüphanesi – Öğrenim Kaynakları Merkezi’nden Vesîm Talib Mehdî’nin “Kütüphane hizmetleri kalite ölçütünün gösterdikleri” başlıklı çalışmasıydı. İkinci çalışmas ise Mukaddes Hz. Abbas (Allah’ın selâmı üzerine olsun) Türbesi Yazma Eserler Evi ve Kütüphanesi Yazma Eserlerin Bibliyografyası ve Verilerinin Düzenlenmesi Merkezi’nden Hasaneyn el-Musavî’nin “Irak Tıp Kütüphaneleri’nde sürdürebilir kalkınma” başlıklı çalışmasıydı. Üçüncü çalışma ise Bağdat Üniversitesi Kanada Tıp Fakültesi’nden Dr. İkram el-Cuburî’nin “Yüksek kaliteli elektronik bilgi kaynaklarının kaydı ve bu kaynaklara ücretsiz ulaşım” başlıklı çalışmasıydı.

Aardından Dr. İkram el-Cuburî Irak Tıp Kütüphaneleri hakkında çalıştay düzenledi. Panel; şiltlerin ve katılımcılara ödüllerin verildiği kapanış töreninin ardından sona erdi.
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: