Hz.Ebulfazl Abbas’ın, Hz.İmam Seccâd’ın (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) nezdindeki konumu…

“Mealiyyus – Simtayn” kitabında şöyle geçmiştir: “Hz.İmam Huseyn (O’na selâm olsun), evladı Hz.İmam Zeynelabidîn’i (O’na selâm olsun) yoklamak ve onunla vedalaşmak için geri döndüğünde (Hz.İmam Seccâd - O’na selâm olsun) amcası Hz.Abbas’ı (O’na selâm olsun) sordu. Bunun üzerine onun hastalık bakımını yapmakla meşgul olan halası Hz.Zeyneb (O’na selâm olsun) hıçkırıklara boğuldu ve Ağabeyi’ne, O’na nasıl cevap vereceğini gözlemlemek için baktı. Çünkü hastalığının şiddetlenmesinden çekindiği için daha o ana dek Amcası Hz.Abbas’ın (O’na selâm olsun) şehîd olduğunu haber vermemişti. Haber vermek artık zorunlu bir hal almıştı; zira bu faciayı ondan gizli tutmanın bir yolu yoktu. Şöyle buyurdu: ‘Oğulcağızım; amcan öldürüldü. Fırat’ın kıyısında kollarını kopardılar.’ Bunun üzerine Hz.İmam Seccâd (O’na selâm olsun) bayılıncaya kadar şiddetli bir şekilde ağladı.”

Hz.İmam Zeynelabidîn’in (O’na selâm olsun) herkesten önce amcası Hz.Abbas’I (O’na selâm olsun) sorması ve şehîd olduğunu duyunca bayılıncaya kadar ağlaması; Hz.Abbas’ın Hz.İmam Zeynelabidîn’in (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) nezdinde ne denli yüce bir makama ve ne denli üstün bir konuma sahip olduğuna dair açık bir delildir.



“Abbas’tan sonra dünyanın başına küller olsun!”



“El-Mekatil” kitabında şöyle geçmiştir: ‘Hz.İmam Zeynelabidîn (O’na selâm olsun – Aşûra günü şehîdlerine ait) pâk bedenleri toprağa vermek için geldiğinde Babası Şehitlerin Efendisi’nin (Allah’ın selâmı üzerine olsun) bedenini kendisi defnetti. Diğer şehitlerin defnedilmesi için ise Esedoğulları’ndan yardım aldı. Bitirdiğinde Esedoğulları’na dönüp şöyle buyurdu: ‘Başka kimsenin kalıp kalmadığına bakınız’”

‘Onlar da “Evet, suyolunun etrafında yatan bir yiğit vardır. O kadar çok kılıçla vurup mızrak saplamışlar ki ne zaman onu taşımak için bir yerinden tutsak başka bir yanı düşüyordu. Bu sözleri duyan Hz.İmam (O’na selâm olsun) ağladı ve “Bizi ona doğru götürünüz” diye buyurdu.’

‘Onu gördüğü zaman kendini O’nun üstüne attı. Kesilmiş olan pâk boğazını ve koparılmış ellerini öpüp şöyle buyurdu: “Senden sonra dünyanın başına küller olsun* Ey Haşimoğulları’nın dolunayı! Sana benden yana selam olsun; ecrini Allah’tan bekleyerek sabreden şehîd, Allah’ın rahmeti ve bereketleri üzerine olsun!”’

‘Sonra kalkıp O’nun cenaze işlerini kendisi üstlendi. Toprağı yarıp bir kabir açtı. Tıpkı Şehitlerin Efendisi’ne (O’na selâm olsun) yaptığı gibi; Esedoğulları’ndan hiçbir kimseyi ortak etmeden tek başına kendisi O’nu indirdi. Esedoğulları yardım etmek istediği zaman da onlara şöyle buyurdu: “Ey Esedoğulları; benim yanımda bana yardım eden kimseler vardır.”’

İşte bu olay; Hz.Ebulfazl Abbas’ın Hz.İmam Zeynelabidîn (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) nezdinde ve hatta Allah-u Teâlâ’nın, Resûlü’nün (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) ve Pâk Ehlibeyt İmamları’nın (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) nezdinde ne denli yüce bir konum ve üstün bir makama sahip olduğunu açıkça gösteren bir delildir.

* “Dünyanın başına küller olsun” tabiri; insanın o kaybettiği kişiye duyduğu büyük sevgiyi ve onu yitirmenin ardından artık hayattan tat almadığını, gözünde onsuz hayatın bir değeri kalmadığını ifade eden bir yas ifadesidir.



“Allah, Amcam Abbas’a (O’na selâm olsun) rahmet eylesin!”



Şeyh Sadûk’un “Emalî” isimli kitabında şöyle geçmiştir: “Hz.İmam Zeynelabidîn’in (O’na selâm olsun) bakışları Ali oğlu Abbas oğlu Ubeydullah’a (Hepsine selâm olsun) takıldığında; kendi Amcası (ve Ubeydullah’ın Babası olan) Hz.Ebulfazl Abbas’ı (O’na selâm olsun) hatırlayıp ağladı. Sonra şöyle buyurdu: ‘Hiçbir gün; Allah Resûlü (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) için Amcası Abdulmuttalib oğlu Hamza’nın (O’na selâm olsun) öldürüldüğü günden daha çetin değildir. Ondan sonra gelen en çetin gün de Mu’te de Amcası oğlu Ebu Talib oğlu Cafer’in öldürüldüğü gündür.’

Sonra şöyle ekledi: ‘Huseyn’in (O’na selâm olsun) günü gibi bir gün de yoktur. Otuz bin adam üzerine doğru geldi; her biri bu ümmetten olduklarını ve O’nun kanını dökerek Allah’a yaklaşacaklarını iddia ediyorlardı. O (Hz. Huseyn - O’na selâm olsun) Allah’ı hatırlatıyordu; onlar ise öğüdü dinlemeyip haksız yere, zalimce ve düşmanca O’nu öldürdüler.’

‘Allah, Amcam Ali oğlu Abbas’a rahmet eylesin. (Ağabeyi’ne hizmeti her şeyin) önünde tuttu ve (bu uğurda) çalışıp çabaladı, (yapması gerekeni) layıkıyla yaptı. Ağabeyi’ne kendini feda etti; hatta kolları bile koparıldı. Allah (Azze ve Celle) de tıpkı Cafer b. Ebi Talib’e yaptığı gibi o kopan kolların yerine O’na Cennette meleklerle birlikte uçabileceği iki kanat verdi. Abbas’ın Allah-u Teâlâ katında öyle bir makamı vardır ki; kıyamet gününde tüm şehitler O’na gıpta ederler.”
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: