Hz.İmam Ali’nin (O’na selâm olsun) Hicri 11 senesinde bunun gibi bir günde yüz üstü düşmesini sağlayan şey neydi?

Esma’dan Hz.Fatıma Zehrâ’nın (O’na selâm olsun) vefât etmek üzere olduğu zamanda yaşananlar ilgili olarak şunlar aktarılmıştır: “ ( Vefât etmek üzere olduğu zaman Fatıma - O’na selâm olsun - şöyle dedi) ‘Cebaril – vefât etmek üzere olduğu zaman – Peygamber’e Cennet’ten bir kafûr getirdi. O da bunu üçe bölüştürdü; ilkini kendine, ikincisini Ali’ye, üçüncüsünü de Ali’ye ayırdı. Kırk dirhemlik (kadardı).’ Sonra şöyle dedi: ‘Ey Esma; hanutun (Cenâze kıyafeti – editor) geri kalanını getir ve şu şu yere koy, sonar da başımın oraya koy.’ Ben de yaptım. Sonra namaz kılmak için abdest alırken ‘Sürünmek için kullandığım kokuyu ve namaz kıyafetimi getir’ dedi. Sonra abdest alıp kıyafetlerne büründü ve şöyle dedi: ‘Beni biraz bekle ve çağır. Eğer sana cevap verirsem (veririm); veremezsem bil ki Babamın yanına gittim. O zaman Ali’yi çağırt.’”

“Ölüm vakti gelip çattığı ve gözünün önünden perde kalkınca Seyyide Fatıma (O’na selâm olsun) keskin bir bakış ile baktı. Sonra şöyle dedi: ‘Selâm olsun Cebrail’e. Selâm olsun Allah Resûlü’ne. Allah’ım senin hoşnutluğuna, senin (habîbinin) komşuluğuna ve yurdun, selâm yurduna…’ Sonra şöyle dedi: ‘İşte semâların ehlinin alayı. İşte Cebrail. İşte Resûlullah; ‘Ey kızım ilerle; çünkü önündeki senin için daha hayırlıdır’ diyor.’ Sonra gözlerini açtı ve şöyle dedi: ‘Sana da selâm olsun ey canları alan; çabuk ol, bana azap etme.’ Sonra şöyle dedi: ‘Sana doğru Rabbim; ateşe doğru değil…’ Sonra gözlerini kapattı; ellerini ve ayaklarını iki yana doğru uzattı.”

Bunun üzerine Esma O’na seslendi; cevap vermedi. Yüzünün üstündeki elbiseyi kaldırdı; baktı ki hayata veda etmişti. Bunun üzerine Hasan ve Huseyn içeri girdiler. Annelerini üstü başı bürülü görünce ‘Esma; annemizi bu saatte yatıran nedir?’ diye sordular. O da ‘Ey Resûlullah’ın iki evladı; anneniz uyumuyor, dünyadan ayrıldı.’ dedi.

O bunları deyince Hz. Hasan kendisini annesinin üzerine attı. Bir ellerini öpüyor bir de ‘Anne, konuş benimle; canım bedenimden ayrılacak artık…’ diyordu. Huseyn geldi; o da bir O’nun ayaklarını öpüyor bir ‘Ben oğlun Huseyn’im! Konuş benimle; kalbim çatlayacak, öleceğim artık…’ diyordu.

Bunun üzerine Esma onlara ‘Ey Resûlullah’ın iki evladı; Babanız Ali’ye gidin ve annenizin öldüğünü haber verin’ dedi. Onlar da çıkıp gittiler; mescide yaklaştıkları ağlama sesleri yükseldi. Bir grup sahabe onlara doğru atılıp neden ağladıklarını sorunca ‘Annemiz Fatıma (O’na selâm olsun) öldü’ dediler.

Bunun üzerine Hz. Ali (O’na selâm olsun) yüz üstü yere düştü; şöyle diyordu ‘Şimdi kime taziye sunulur ey Muhammed’in kızı?...’
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: