Mukaddes Hz. Kâzım (O’na selâm olsun) Türbesi’nde Hz.İmam Musa Kâzım’ın (O’na selâm olsun) şahadeti hatırası münasebetiyle kara sancaklar göndere çekildi

Hz.İmam Kâzım’ın (O’na selâm olsun) zalim Abbasî yöneticilerinin zalimlikleri ve barbarlıkları sonucu şehîd edildiği bu günlerde Ehlibeyt (Allah’ın selâmı üzerine olsun) dostlarının hüznü yeniden tazeleniyor. Yerin altındaki zifiri karanlık zindanlarda canilerin eliyle zehirletilip şehîd edilen Hz.İmam Musa Kâzım’ın (O’na selâm olsun) hatırasını yaşatmak için yapılan merasimlerden biri de Mukaddes Ziyaretgâhı’nda gerçekleşti. Hz.İmam Musa Kâzım ile Hz.İmam Muhammed Cevâd’ın (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) Mukaddes Ziyaretgâhları’nda 21 Receb 1440 (29 Mart 2019) Cuma akşamı görkemli bir merasim düzenlenerek kubbelerde yer alan sancaklar indirilip yerlerine matemi sembolize eden kara renkli sancaklar göndere çekildi.

Mukaddes Hz. Kâzım (O’na selâm olsun) Türbesi Genel Sekreteri Dr. Cemal Abdurresûl Debbağ, yönetim kurulu üyeleri, Yüce Dini Merceiyet temsilcisi Şeyh Huseyn Âl Yasîn, Havza Tebliğ Projesi üyesi değerli ulemâ, Irak Mukaddes mekânlar temsilcileri ve birçok resmi şahsiyetin hazır bulunduğu törene ziyaretçiler tarafından da yoğun bir katılım gerçekleşti.

Mukaddes Hz. Kâzım (O’na selâm olsun) Türbesi Karii Dr. Rafî el-Amirî’nin Kur’ân-i Kerîm tilaveti ile başlayan törende ardından Mukaddes Kazımiyye kentindeki matem alayları sancakları ile birlikte merasime katıldılar. Ardından Mukaddes Türbe Genel Sekreteri bir konuşma yaptı. Konuşmada şunlar yer aldı: “Her çağda ve mekânda zalimler; Allah-u Teâlâ’nın saygınlık verip özel kıldığı, derecelerini yükselttiği ve ümmetin tüm işleri konusunda görevlendirdiği velîlere kastetmeyi adet haline getirmişlerdir. Böylece insanlığın kemâl yürüyüşüne taş koymuşlar ve hayra, adaletin egemenliğine ve erdemlerin yayılmasına yönelik olan her uyanışın önüne engel üstün engel koymuşlardır. Hepsini ümmete takdir edilmiş olan kaynaklara egemen olmak, nüfuzlarını yaymak, kullara tahakküm etmek ve bunlar aracılığıyla şehvetlerini oyurup haram lezzetlere boğulmak için bunları yapmışlardır. Bu yüzden de o dönemde Hz.İmam Kâzım (O’na selâm olsun) kendi çağının tağutu ile karşı karşıya gelmişti. Hz.İmam (O’na selâm olsun); Müslümanları o zaman yönetenlerin sahtekârlıklarını ve hak İslam’ın yolundan sapmış olduklarını cümle aleme ispat ettikten sonra o zalimlerin düzenlediği suikast ettiği suikast sonucu zehirletildi ve şehîd edildi. Onlar bunu yaparak O’nu, etkisini ve adını ortadan kaldırmak istemesine istedi ama; tarih bu şehri Hz.İmam’ın (O’na selâm olsun) adıyla adlandırdı, faziletlerini ölümsüzleştirdi. Yine aynı tarih Hz.İmam’ın (O’na selâm olsun) düşmanını da (yaşarken böbürlendiği görkemden) uzaklaştırdıkça uzaklaştırdı, adını taşıyan şehir bile artık istemez, toprağından onun cesedini saracak bir parçayı bile vermez oldu.”

“Hz.İmam’ın (O’na selâm olsun) kutlu yolculuğunda ve mücadelesinde çokça dersler vardır. Bizim bunlardan yararlanmamız yeğdir. Hz.İmam’ın (O’na selâm olsun) yaşantısından öfkesini yuttuğunu, çetin belalar indiğinde sabrettiğini, ümmetin yarar için iyiliği emredip kötülüğü sakındırmanın önemini, mazlumları kurtarmak için çaba harcayıp zalimlere karşı durmayı öğrendik.”

Necef-i Eşref’teki Müşerref İlimler Havzası Tebliğ Projesi adına Yüce Dini Merceiyet’in Mukaddes Kâzımiyye şehri temsilcisi Şeyh Huseyn Âl-Yasîn de bir konuşma yaptı. Irak’ı müdafaa eden vatanseverler, şehitler, gaziler ve aileleri adına Hz.İmam Cevâd ve Hz.İmam Mehdî’ye (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) taziye sunarak sözlerine başlayan Şeyh Huseyn Âl-Yasîn şunları söyledi: “Tebliğin vazifesi dinin özüne davet, Allah’ın aziz kitabındaki muhkem hükümleri ve Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) ile Masum İmamlar’ın (Hepsine selâm olsun) güzel sözleriyle somutlaşan sabit öğretilerini öğretmek ve insanlara vaaz ile irşadda bulunmaktır. Bu da insanların Allah-u Teâlâ’ya imanlarının artması ve yaptıklarının karşılıklarını alacakları güne hazırlık yapmaları, nefilerini arındırmak için çabalamaları, aşağılık sıfatlardan sıyırıp güzel ahlak ve övülmüş sıfatlar kuşanmaları ve onlardan daha farklı din ve inançlardan olanlar kimseler de dahil olmak üzere başkalarına karşı davranışlarının güzelleşmesi içindir. Tebliğci minberi kendi şahsî görüşlerini yayıp tefrika ve ihtilafı körüklemeye hakkı yoktur. Her kim tebliğ ve hatiplikte bu yoldan gidiyor ise de müminlerin – Allah onları aziz kılsın – o tür kimselere meyletmemeleri gerekir.”

“Müşerref İlimler Havzası’nın Tebliğ Projesi’nin mesajı işte budur. Bu yüzden havzadan değerli üstatlar ve öğrenciler; İslam’ın yüce değerlerini hatırlatmak, muhtelif şerî meseleleri yanıtlamak ve insanların derdini dinlemek için hizmetinize gelmektedirler ve buna sizleri alıştırmışlardır. Bunu yaparken Allah-u Teâlâ’ya tevekkül etmektedirler, mubarek Merceiyet’e dayanmaktadırlar ve Mukaddes Türbeler yönetimleri de onlara destek olmaktadır. Mukaddes Hz. Kazım (O’na selâm olsun) Türbesi Genel Sekreterliği’ne bu hepinizin gönlünde özel yer etmiş münasebetle özel olarak işaret ediyor ve Yüce Allah’tan hepsinin amellerini, ziyaretlerini ve Âl-i Muhammed’in (Ehlibeyt’in - Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) musibetlerine ağlayışlarını ve facialarını anışlarını kabul buyurmasını niyaz ediyoruz.”

Ardından İki Kubbe-i Şerîfe’deki sancaklar değiştirildi.

Törende ayrıca sohbet ve mersiyelere de sahne oldu. Iraklı mersiyehan Ammar el-Kinanî büyük musibetin hatırası hakkında mersiyeler ve sinezen okuyarak Hz. Peygamber ve Ehlibeyt’in (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) Allah-u Teâlâ katındaki diri ruhlarına taziye sundu.
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: