Irak Mukaddes Mekanlar Genel Sekreterlikleri ve Âlulbeyt Müessesesi’nin ortaklaşa düzenlediği “I.Aşûrâ Yıllık Konferansı” sona erdi.

El Kefil Ağı Özel, İstanbul
18 Kasım 2012’ye muvafık 3 Muharrem 1434 günü, I.Aşura Yıllık Konferans programı oturumlarının bitmesinin ardından düzenlenen kapanış töreni ile birlikte konferans sona erdi.
Kendi çapında bir ilk olan ve Irak Mukaddes Mekanlar (Hz.Ali,Hz.Huseyn,Hz.Abbas ve Kazımeyn Hz. – Allah’ın selâmı üzerlerine olsun - Türbeleri) Genel Sekreterlikleri ile Türkiye’de bulunan Âlulbeyt (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) Kurumu işbirliğinde gerçekleştirilen organizasyonun bu seneki teması "Aşurâ yaklaşımı ve insani değerler” oldu. Bu büyük ve çok önemli organizasyon için yer olarak; İstanbul’umuzun güzide yerlerinden biri olan ve Eminönü’nde bulunan Sepetçiler Kasrı’nın Konferans Salonu tercih edildi. Din,düşünce, siyaset,kültür,edebiyat,sanat camiasından çok sayıda ismin katıldığı konferansa ayrıca, Türkiye içi ve dışından; inanç, sosyoloji ve tarih alanlarında çalışmalarını yapan birçok araştırmacı da iştirak etti. Konferans ayrıca kendi çapında yeni bir ilke daha imza attı ve Mukaddes Hz.Ali,Hz.Abbas. ve Kazımiyye (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) Türbeleri Genel Sekreterleri ile Mukaddes Hz.Huseyn (Aleyhisselâm) Türbesi Genel Sekreteri Vekili’nin de teşrif etmelerine vesile oldu. Mukaddes Türbeler’in yönetim kurullarında görev yapan çok sayıda üye, bölüm başkanı ve basın komitesi mensubunun hazır bulunduğu Konferans halk tarafından da yoğun ilgi gördü ve konferans salonu tamamen doldu. Konferans televizyonda canlı olarak yayınlanmanın yanı sıra; yerli ve yabancı birçok yazılı, işitsel ve görsel basın organı tarafından da duyuruldu.
Konferansın kapanış töreni Mikail Gürel Hoca’nın Kur’an-ı Kerîm’in tilaveti ile başladı. Akabinde Irak Mukaddes Mekanlar adına sözü alan Mukaddes Hz.Ali Türbesi Genel Sekreteri Şeyh Ziyauddin Zeynuddin şunları söyledi:
“Bu kutlu konferans, bundan sonra; çok daha fazla, daha büyük ve daha geniş olan birçok huseynî konferans ve forumun düzenlenmesine önünü açacaktır inşa’Allah. Bizim burada toplanışımız Kerbelâ ve Aşûrâ sebebiyle olmuştur. Bizi bir araya getiren de odur (Aşûrâ’dır).”
“Kerbelâ’yı inceleyen bir araştırmacı ona üç açıdan bakar: toplumsal,tarihsel ve örnek edinme yönünden. Ehlibeyt (Allah’ın en güzel salât-u selâmı üzerlerine olsun) takipçileri ve muhipleri ise dördüncü bir açıdan bakarlar: İmam Huseyn’in (Aleyhisselâm) ilahi hüccet (oluş yönünden). Bu yüzden O’nun (Aleyhisselâm) Kerbelâ’da akan kanı bizim boyunlarımızda bir emanettir. O (Aleyhisselâm) ne bir şiir,ne bir ağıt, ne bir makale, ne falancanın biri onu örnek alsın, ne de tarih onun hakkında şöyle desin diye katledilmiştir.O’nun (Allah’ın salât-u selâmı üzerine olsun) katledilişi, Kerbelâ’ya gelirken söylediği “Kalbinin içinde akan kanı döktürecek ve nefsini Allah ile buluşmaya hazırlamış olan (gelsin bizimle)” ve “Gerdanlığın genç kızların boyunlarında iz etmesi gibi, ölüm de Ademoğulları için yazılmıştır.” sözünü uygulamaya geçirmesidir. İmam Huseyn (Aleyhisselâm) bu sözleri ile tüm Kerbelâ (olayını) özetlemiştir. Kerbelâ’ya ilk girdiği anda yaptığı beyanat (bu sözler ) olmuş ve İmam Huseyn’in (Aleyhisselâm) neye kastettiği (bu sözlerle) ortaya çıkmıştır. Böylece, İmam Huseyn, Ehlibeyti ve ashabının (Allah’ın en güzel salât-u selâmı üzerlerine olsun) başına gelenler, Allah’ın takdiri olmuş ve (onlar da bu takdiri seve seve) kabullenmişlerdir”
“ Aşûrâ günü hakiki ve mutlak akide, (ete kemiğe bürünmüş ve) ortaya çıkmıştır. Kerbelâ’da ihlâs tüm özellikleriyle ortaya çıkmıştır. Akide ve ibadet yekvücut olmuştur. Hz.Peygamber (Allah’ın en güzel salât-u selâmı O’nun ve Ehlibeyti’nin üzerine olsun) tüm insanlığı kılıcıyla değil ahlâkıyla fethetmiştir. (Şüphesiz sen pek yüce bir ahlak üzeresin – Kalem suresi: 4) Bu, Ehlibeyt (Allah’ın en güzel salât-u selâmı üzerlerine olsun) ahlakının da ta kendisidir. İmam Huseyn’in Ehlibeyti’nden (Allah’ın en güzel salât-u selâmı O’nun ve Ehlibeyti’nin üzerine olsun) ve ashâbından (Allah’ın hoşnutluğu üzerlerine olsun) katledilen herkes, aslında bir okul ve bir örnektir.”
Sayın Şeyh Zeynuddin İmam Huseyn’in (Aleyhisselâm) savaş meydanına son çıkışında kız kardeşi Hz.Zeyneb-i Akîle’ye (Aleyhesselâm) yaptığı vasiyetlerden biri olan başörtüsü ve tesettür kıyafeti giymesi vasiyetine değinerek, bu dersin hanımların tümüne yönelik olduğunu ve her kadının Hz.Zeyneb Hanımefendi’yi (Aleyhesselâm) kendisine örnek alması gerektiğini ifade etti. Eş ,kız kardeş veya kız evlat olması fark etmeksizin, kadının Hz.Zeyneb’in (Aleyhesselâm) yaklaşımından çıkmasının İmam Huseyn’in (Aleyhisselâm) yolu olan İslam yolundan çıkması olduğunu ifade eden Şeyh Zeynuddin, bu yoldan çıkışın ailenin tümünün yoldan çıkmasını sağlayacağını beyan etti. İmam Huseyn’in (Aleyhisselâm) hadisesi olan Aşûra’yı yâd etmemizin bir yükümlülük olduğunu ifade eden Şeyh Zeynuddin; akideye, örnek almaya ve hüzünlenmeye yönelik olan kısımlarını iyi tanımaktan sorumlu olduğumuzu aktardı. Kerbelâ’nın ışığından, tüm hadiseleriyle birlikte ahlakımız,itikadımız ve ilkelerimize kadar sonuna kadar aydınlanmamızın, gereklilikten öte bir zorunluluk olduğunu ifade eden Zeynuddin, bunun sebebinin İmam Huseyn’in (Aleyhisselâm) Muhammedi risaleti tümüyle Kerbelâ’da canlandırmak istemesi olduğunun altını çizdi ve ekledi: “Bu yüzden her “huseynî”, her gün kendini hesaba çekmeli ve İmam Huseyn’in (Aleyhisselâm) hükümlerinin ve akidesinden neresinde olduğunu sorgulamalıdır”
Ardından konuşma yapan Âlulbeyt (Allah’ın en güzel salât-u selâmı üzerlerine olsun) Müessesesi’nin Türkiye sorumlusu Onurşan Rahmânî şunları söyledi: “Konferans gerçekten geniş çaplıydı ve harika geçti. Organizasyon için olağanüstü bir çaba sarf edildi. Emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz. Yapılan katkıların aynı isteklilik ve heyecan ile süreceğini umuyoruz… Şu anda hissettiklerim o kadar büyük ki, tarif edecek söz bulamıyorum. İçimi büyük bir mutluluk kaplamış durumda ve yaşananlara gerçekten gıpta ediyorum. Organizasyonun büyüklüğü ve gelenlerin ne kadar mühim şahsiyetler olduğunu gören konferans katılımcılarının yüzlerindeki sürprizle karşılaşmış olma ifadesi rahatlıkla okunuyor. Nitekim, gerçekten de sürpriz oldu. Türkiye’de kendi türünde ilk defa düzenlenen bir konferans olmasına rağmen; organizasyon yönünden olsun, donanım yönünden olsun, katılım açısından da; uluslar arası düzeyde din adamı,akademisyen ve araştırmacının iştirak etmesi yönünden olsun ve hazırlık açısından da, Irak’tan gelen Mukaddes Mekanlar görevlilerinin harcamış oldukları takdire şayan çabalar - ki kendilerine gerçekten bu yapmış oldukları katkı ve harcamış oldukları çabalardan ötürü çok teşekkür ediyoruz -yönünden olsun sürpriz bir organizasyon oldu.”
Rahmani sözlerinin sonlarında konferansta bulunanları Konferansın bitiminden iki gün sonra açılışı yapılacak olan “Aşûra Çadırı” sergisine katılmaya davet etti.
I.Aşûra Yıllık Konferansı birçok faaliyetten oluşmakta olup bu faaliyetlerin ilki 2 muharrem sabahı gerçekleşen açılış töreni ile başlayan ve 2 gün sürecek olan organizasyondur. Organizasyon çerçevesinde; ilim havzasına ve üniversitelere yönelik olan birçok çalışma, araştırma ve makale katılımcılarla paylaşılarak tartışıldı. Ardından yine, Konferans faaliyetlerinin bir parçası olarak; Irak Mukaddes Türbeleri’ni (Hz.Ali,Hz.Huseyn,Hz.Kazımeyn ve Hz.Abbas –Allah’ın selâmı üzerlerine olsun – Türbeleri) anlatan, Mukaddes Türbelerin sancaklarının bulunduğu ve Ehlibeyt’i (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun), bilhassa da Aşûrâ Olayı’nı birçok dilde bulunan yazılı ve görsel yayınlarla anlatan “Aşûrâ Çadırı” kurularak halka açılacak. Söz konusu faaliyetlerin en önemli adımlarından biri olarak sayılacak olan bu organizasyon; 6 muharrem 1434 tarihinde kurulacak ve muharrem ayının 10.günü olan Aşûrâ Günü’nün sonuna kadar sürecektir.
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: