Seyyid Safî: İmam Huseyn’in “Lâ”sı Hz.Peygamber’in “Lâ”sının uzantısıdır ve sonsuza kadar kalacaktır

Hz.Ebulfazl Abbas’ın (O’na selâm olsun) Mukaddes Ziyaretgâhı’nın Kubbe-i Şerîfesi’nin sancak değişim töreninde Mukaddes Hz. Abbas (Allah’ın selâmı üzerine olsun) Türbesi Şerî Mütevellîsi Seyyid Ahmed Safî (İzzeti daim olsun) bir konuşma yaptı. Konuşmada şunlar yer aldı:

“Her hicri yılbaşında bu ayda – ki bu ay Hz.İmam Huseyn’in (O’na selâm olsun) ayıdır – (İslam’da) haram bir ay olan bu ayda dökülmesi haram olan kanın döküldüğü hatırayı (ve faciasını yaşatıyoruz. Bunu yaşatmaktan da şeref duyuyoruz. Zira Yüce Allah Hz. Huseyn’in (O’na selâm olsun) sadasının kalmasını ve ölümsüzleşmesini, davasının da ölümsüz olmasını dilemiştir. Yüce Allah ne zaman Dünya’nın son bulmasına izin verir bilmiyoruz ama bu sesin sonsuza dek, Allah-u Teâlâ yeryüzünü ve üzerindekilerin (ehli kimseler tarafından) miras alınıncaya dek kalacağını biliyoruz.”

“Bu günde hazîn gönüllerle, parçalanan ciğerler ile matemin sahibi Peygamberimiz Hz.Muhammed Mustafa’ya (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) ve intikamı alacak olan evlâdı Beklenen Hüccet İmam’a taziyelerimizi sunar; Yüce Allah’tan yanı başında bulunduğumuz kimselerin yüzü suyu hürmetine o uğurlu çıkışı bizlere göstererek gözlerimizi aydınlatmasını niyaz ederiz.”

“Sürekli tekrarlanan bir soru var. Biz de şu anda Ebu Abdullah’ın (Hz.İmam Huseyn’in - O’na selâm olsun) ayındayız (madem, ona değinelim). Hz. Huseyn’in (O’na selâm olsun) bekâsının sırrı nedir? (diye soruluyor). Tabi ki biz şu anda gaybî dengelerden ve işlerden söz etmeyeceğiz. Kuşkusuz bu davanın ardında gaybî işler vardır ve kalacaktır da. Ancak bu sahneye iki olgudan bakmayı arzu ediyorum.”

İlk olgu: Hz.Peygamber’in (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) bizim tekrarlayageldiğimiz bir buyruğu vardır: ‘Huseyn bendendir, ben de Huseyn’denim.’ Hadîs sözleri açısından özet ancak; içinde benim gibilerin anlaması zor olan büyük bir sır barındırıyor. Hz. Huseyn’in (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) Peygamber’den (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) olmasına gelince. Bunun nesepsel açıdan olduğuna işaret edildiğini varsaydık diyelim; o mesele aşikâr. Ancak Hz.Peygamber’in Hz. Huseyn’den oluşu kuşkusuz gaybî bir olguya işaret etmektedir. Muhtemelen söylendiği zaman bazıları tarafından idrak edilmiş değildi. Ancak şu anda bizler bu ölümsüzlüğün bilfiil ölümsüzlük olduğunu idrak etmiş durumdayız. Şayet Şehitlerin Efendisi (O’na selâm olsun) olmasa bu dinin maruz kaldığı karalama ve çarpıtmalardan dolayı bir istikamete sahip olmayacağını biliyoruz. Bu yüzden Şehitlerin Efendisi’nin (O’na selâm olsun) davası ve Aşûra ayinlerine önem göstermek; o buyruğa uymaktır. Bizler de Hz.Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafa (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) ila ahitleşiyor ve ‘Bizler inşa’Allah bu yola sıkı sıkıya bağlı kalmaya devam ediyoruz’ diyoruz. Hz. Huseyn (O’na selâm olsun) ancak Nübuvvet çizgisinin bir uzantısıdır. Hz. Huseyn (O’na selâm olsun) de tuhaf, önemli ve dikkatleri çeken bir şey üretmiştir. Bizler dünyada bunun sadece bazısını hissediyoruz; ancak ahret O’nun (O’na selâm olsun) konumunu da O’nun, seçkin hane halkının ve O’nunla birlikte cihâd eden saygın dostlarının güzelce yaptıkları o işi de göstermeye kefildir. Bu yüzden de şu yönden pozitif yön olarak söz edebilirim. (Kastettiğim yön de) Şehitlerin Efendisi’nin (O’na selâm olsun) Hz.Peygamber’in (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) ‘Huseyn bendendir; ben de Huseyn’denim ’ diye buyurduğu hakiki kaynağı temsil etmesidir.”

İkinci olgu: Bu olguyu da negatif yön olarak ifade edebilirim. (Kastettiğim yön), Şehitlerin Efendisi’nin (O’na selâm olsun) O’na birtakım dünyevî açıdan kışkırtıcı teklifler ve özellikle de biat teklif edilince buyurduğu şu sözdür: ‘Mislî la yubayi’u misleh/ Benim gibisi onun gibisine biat etmez.’ İşte bu Huseynî ‘lâ/olumsuzluk eki ve hayır sözcüğü’; ne olursa olsun Hz. İmam Huseyn’in (O’na selâm olsun) Hz.Peygamber’in (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) çizgisinde hiçbir sapma, hiçbir olumsuzluk değişiklik ya da hiçbir tahrif denemesinde bulunmayacağına dair deliller içerir. Öyleyse Hz.İmam Huseyn (O’na selâm olsun) şu sloganı taşıyordu: ‘Yolsuzluğa da ‘lâ/hayır’, sapkınlığa da ‘lâ’, alçaklaşmaya da ‘lâ’, sahtekârlığa da ‘lâ’, makamların çalınmasına da ‘lâ’. Hz.İmam Huseyn’in (O’na selâm olsun) ‘lâ’sı bu güne kadar kalmıştır ve kalmaya da devam edecektir. Reddetme içerdiği için bu ‘lâ’dan negatif diye söz ettiğim bu ‘lâ’; Şehitlerin Efendisi’nin (O’na selâm olsun) hayatında önemliydi. Çünkü bu sadece Huseyn’in ‘Lâ’sı değildi; aksine Hz. Peygamber’in (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) ‘Lâ’sıydı. “Huseyn bendendir, ben de Huseyn’denim” diye buyurmuştu; o halde Hz.İmam Huseyn’in (O’na selâm olsun) Emevî sahtekârların yüzüne karşı haykırdığı ‘Lâ’ da Hz.Peygamber’in (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) ‘Lâ’sıdır. Huseyn’in “Lâ”sı da sonsuza dek kalacaktır.”

“Şehitlerin Efendisi (O’na selâm olsun) ile ilgili her şeyin bir realitesi (gerçeğe bir yansıması) vardır. Aşûra gününe, oradan İmamlar’a (Hepsine selâm olsun) ve günümüze kadar devam eden o ‘Lâ’ var ya; Hz.Huseyn’in (O’na selâm olsun) evlatları tüm sahtekârlıklara ve memlekete de kullara da saldıran (o teröristlere) karşı girişirken yine O ‘Lâ’yı dediler. Bu yüzden de Dünyanın dört bir yanındaki yarenler, Dünya’nın neresinde olursa olsun hür müminler için işin özeti; kalplerimizde Huseyn adında bir şey var olduğu sürece ‘Lâ’nın da Dünya’nın sonuna kadar inşa’Allah devam edeceğidir.”

“Dünya’nın dört bir yanındaki müminler, ey hürler, ey Huseynî’ler! Ey Aşûra’yı kendi metotları ile yaşatanlar! Mutlaka Şehitlerin Efendisi’ne bu sımsıkı yapışmayı korumalısınız. Burada bulunan mubarek varlığa, O’nun (O’na selâm olsun) varlığına borçluyuz. Sadece Aşûra gününde burada var oldu demiyorum; şu anda burada bulunan mubarek varlığa borçluyuz diyorum. Bu yüzden de insanın üzerine düşen nimet için şükretmektir. Evet… Kalplerimizde Hz.Huseyn’e yönelik bir hararet (yanma) var… Evet… ‘Huseyn’in günü (ağlamaktan) göz kapaklarımızı yaralı hale getirmiştir…’ Hz.İmam Rıza’nın (O’na selâm olsun) buyurduğu gibi. Hazîn bir gündür; Pâk İmamlar (Hepsine selâm olsun) bu günde ağlamaya girişirlerdi. Ancak aynı zamanda Hz.Huseyn’in varlığı da bizim için bir nimettir. En azından halen Müminlerin Emîri’nin (O’na selâm olsun) velayetine bağlıyız. Halen Şehitlerin Efendisi’ne (O’na selâm olsun) velayet bağı ile bağlı bağlıyız. Bunların hepsi de zalimlerin Şehitlerin Efendisi’nin (O’na selâm olsun) önünde engel olmak için yaptıkları tüm çabalamaya rağmen sapıp gitmeye ve ayakların kaymasına engel olmayı başaran o (Huseynî) ayaklanma sayesindedir.”

“Öyleyse Allah’ın salavâtı senin ve senin avluna misafir gelen canların üzerine olsun Ey Ebu Abdullah! Sözlerimi sonlandırıyorum; şu noktaya dikkat ediniz: (Ziyaret duasında geçen) ‘Finâ’ sözcüğü evin avlusu ve evi çevreleyen şeydir. Hz. Huseyn’in (O’na selâm olsun) dostları; sahip oldukları tüm bağlılığa rağmen Hz. Huseyn’in (O’na selâm olsun) ‘Finâ’sına ulaşamamışlardır. Selâm olsun sana ve senin ‘Finâ’na misafir olarak gelen dostlarına! Yüce Allah’tan Şehitlerin Efendisi’nin dostlarından, ziyaretçilerinden ve O’Nun davasını yaşatanlardan olmayı niyaz ediyor ve şöyle diyoruz: Ey Ebu Abdullah, şuradaki kimseler senin hatıranı yaşatmak için çabalıyor; sen de işlerin çetin olduğu kıyamet gününde, Büyük Korku’nun gününde sen de onları unutma! Sen bize şefaatçi ol; zira Allah’ın rahmetinden başka hiçbir şeyimiz yok, sen de Allah’ın rahmetinin mazharlarından birisin. Bizlerin İmamlar’ın kıyamet gününde şâna olduğu konusunda hiçbir kuşkusu yok; hem de ne şân! Yüce Allah şefaat ve hamd sancağını bu mubarek varlığa; Hz.Peygamber’in ve Ehlibeyti’nin (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) varlığına vermiştir. Yüce Allah’tan bizleri onlara Dünya’da bağlılık hazzından da şefaat hazzından da mahrum kılmamasını niyaz ederiz. Yüce Allah’tan; Hz.Muhammed ve Âl-i Muhammed (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) hakkı hürmetine bu nimeti daim kılmasını ve bizlere de sizlere de ayinlerini yaşatma başarısını vermesini niyaz ederiz!”
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: