2013 yılı Erbâin ziyareti için Kerbelâ’ya yürüyen insan seli yaş sınırı tanımıyor! Muslim ibn-i Avsece ve Habib ibn-i Mezâhir’in davasını güden ileri yaştaki İmam Huseyn (Aleyhisselâm) âşıkları, kilometrelerce yolu dur durak demeden yürüdü!

İleri yaştan – kimi zaman da sağlık sorunlarının belini büktüğü – insanları, “feda etmek” sözcüğüne kimsenin anlatmadığı anlamı katan şehir Kerbelâ’ya doğru, yolun cetin oluşu ve yolculuğun onlara yaşattığı zorluklara rağmen yürüye yürüye giderek görmeniz şaşılacak şey değildir aslında… Çünkü İmam Huseyn (Aleyhisselâm); hür kalplerin yuvasıdır ve hür bir kalbin yaşı yoktur… Yıllar bedenini yorar, ama kalbine huseyni aşkın nuruyla hayat ve firaset katar…
İşte kimi zaman tek başına, kimi zaman da güruhlar halinde Resulullah’ın (Allah’ın en güzel salât-u selâmı O’na ve Ehlibeyti’ne olsun) reyhânesi İmam Huseyn’e (Aleyhisselâm) ve kahraman kelimesini aciz bırakan Hz.Ebulfazl Abbas’a (Aleyhisselâm) doğru yürüyen huseynî çınarlar…
Resulullah’ın (Allah’ın en güzel salât-u selâmı üzerlerine olsun) vasiyetine uyan, ensâr şeyhi Habib ibn-i Mezâhir-i Esedî ile onun kadîm dostu, büyük sahabî Muslim bin Avsece’yi (Allah’ın hoşnutluğu üzerlerine hiçbir yağmurun yağamayacağı gibi yağsın) kendilerine örnek edinmişler, adım adım İmam Huseyn’e (Aleyhisselâm) aşklarını takdim etmek ve bereketin oluk oluk yağdığı Huseynî kıyamın – karıncanın ağzındaki su damlası misali – bir parçası olmak üzere yürüyorlar…
Ne yolun kimi zaman onlarca, kimi zaman da yüzlerce kilometreyi bulması durdurmuş onları; ne yolculuğun yorgunluğu… Sevgi ve bağlılıklarını sunmak istedikleri bir dostları var onların, Allah’ın cennetinin O’na hizmetkâr olmakla şereflendiği, ama alçakların tek bir kılının kıymetini dahi bilemediği bir ilahî dost ve imdatlarına her çağırdıklarında imanlarını nuruyla kurtaran bir Efendi…
Lisân-ı hal ile şöyle diyorlar sanki: “ Eba Abdillah! Efendimiz! Ashâbın, Aşûrâ gününde sana yaran olmuş ve neleri varsa feda etmişlerdi. Biz de bugün; her şeyi feda edebilme niyetiyle, tüm yolu yürümek ve neyimiz var neyimiz yok geride bırakmak pahasına geldik sana…Ola ki bu küçücük amelimiz Allah katında makbul olur da divanına bizi de kaydedersin; ey Resûlullah’ın (Sallallahu Aleyhi we Âlih) evladı!...”
Erbâin ziyareti işte bu yönüyle, İmam Huseyn (Aleyhisselâm) kıyamının belirli bir sosyal kitle ya da ekonomik sınıf ile yapılmış bir hareket değil;yaşlısı genci, batılı doğulusu, zengini ve fakiri, erkeği ve kadını ile hep birlikte, her türlü zulüm ve zorbalığa karşı yapılan ilahi bir devrim olduğunu ortaya koymaktadır.
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: