Hatırasında bir bakış: Rebiülevvel ayının beşinci günü, Hz.Sekîne’nin (O’na selâm olsun) vefâtı hatırası

Rebîülevvel ayının beşinci günündeyiz. Hicri 117 yılında, Kerbelâ Faciası’ndan 56 yıl sonra böyle bir günde Hz.İmam Huseyn’in kızı Hz.Sekîne (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) vefât etmiştir.

Mubarek nesebi: Ebu Talib oğlu Ali oğlu Huseyn kızı Amine (Hepsine selâm olsun). Annesi de Kelb kabilesinden Adiyy oğlu İmri’ul Kays’ın kızı Rebâb hanımefendidir. Ağırbaşlılığı, sükûneti ve uysallığı ile meşhur olduğu için “Sekîne/Sukûnet” lakabıyla meşhur olmuştur.

Hicri 47 yılında doğmuştur. Babası Hz.İmam Huseyn (O’na selâm olsun) şehîd olduğu sırada on dört yaşındaydı. Bir Masum tarafından on dört yıl boyunca yetiştirilmenin etkisi gerek ilim gerek din gerek ahlak ve gerekse de huy açısından onun şahsiyetine çok etki etmiştir. Ayrıca içinde yaşadığı ortamın birden fazla Masum’u barındırmış olması da ilim, kemâl ve marifette üstün mertebelere varmasına vesîle olmuştur. Şehitlerin Efendisi’nin (O’na selâm olsun) ardından Hz. Sekîne Hz.İmam Zeynelabidîn (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) himayesine geçmiş ve ilim, edep ve sosyal aktivite ile dopdolu bir hayat yaşamıştır. Düşmanları bile onun menkıbelerini ikrar ederdi. Kendi dönemindeki hanımefendilerin seyyidesi, zekâ ve akıl açısından en üstünü, edep ve iffet açısından en ileri geleni idi. Takvası ve edebi ile Medîneli hanımların toplantılarının en güzel konuğuydu. Uzdildi, çok açık ve kelimelerini titizle seçerek konuşurdu.

Hz. İmam Huseyn (O'na selâm olsun) O’nun ibadetine şöyle buyurarak şahitlik etmiştir: “Sekîne’ye gelince; O’na Allah ile vaktini geçirme* (hâli) baskındır.” Bunu da amcası Hz.İmam Hasan’ın oğlu Hasan (Onlar’a selâm olsun) O’nu istediğinde buyurmuştur. Hz.İmam Huseyn (O'na selâm olsun) böyle buyurduktan sonra onun için Hz. Sekîne (O'na selâm olsun) yerine diğer kızı Hz. Fatıma’yı (O'na selâm olsun) seçmiştir.

Hicrî takvimle 5 Rebîülevvel 117 tarihinde Medîne-i Münevvere’de vefât etmiştir. “Şezerât-uz –Zeheb”isimli eserin yazarının belirttiği gibi kabri Baki Kabristanlığı’ndadır. Seyyid Muhsin el-Emîn de “Âyan” isimli eserinde de bunu aktarmıştır. Medîne-i Münevvere’de vefât ettiği görüşü alimlerce meşhur olan görüştür.

Doğduğu günde, vefât ettiği günde ve yeniden diriltileceği günde o pek değerli, pek bilgili ve ahlakı pek yüksek hanımefendiye selâm olsun!

*Hadisin orijinalinde “gark olmak, boğulmak,vakit geçirmek” kökünden türetilmiş olan “istiğrâk” sözcüğü geçmiştir. Allah ile vakit geçirme olarak çevirdiğimiz durum; Allah’ı anmaya ve O’nun itaatine boğulmak, bununla meşgul olmaktır.
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: