Önemli ve son dakika: Yüce Dini Merceiyet’in reform talep eden protestolara yönelik duruşu…

Yüce Dini Merceiyet Irak’ta otoriteyi elinde bulunduran güçlere seslendi. Irak’taki yöneticilere erteleme ya da geciktirme yoluna başvurarak reformun gerçek haklarını ödemekten kaçabileceklerini sanıyorlarsa aldanıyorlar diyen Yüce Dini Merceiyet; bu protestoların her halükarda daha önceki protestolara benzemediğini söyleyerek uyardı.

Yüce Dini Merceiyet temsilcisi Seyyid Ahmed Safî (İzzeti daim olsun) tarafından 17 Rebîülevvel 1441 (15 Kasım 2019) Cuma günü Hz.İmam Huseyn’in (Allah’ın selâmı üzerine olsun) Mukaddes Ziyaretgâhı’nda kıldırılan Cuma namazının ikinci hutbesinde şunlar yer aldı:

“Kardeşlerim, bacılarım…. Sizlere Seyyid Sistanî’nin (Gölgesi daim olsun) Necef-i Eşref bürosundan bize gelen metni okuyacağız:”

“Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın ismi ile.”

“Bir kez daha Yüce Dini Merceiyet; devam etmekte olan ve reform talep eden protestolara karşı (şu) birkaç nokta (aracılığıyla) duruşunu belirtmektedir:”

“İlki: Protestolara destek, (protestoların) barışçıllığına bağlı kalıp şiddetin her türlü biçiminden kaçınmaya vurgu ve gerek öldürmeyle gerek yaralamayla gerek adam kaçırmayla gerek terör ile gerekse de başka şekillerle olsun barışçıl protestoculara saldırıda bulunulmasına kınama, ve aynı şekilde güvenlik güçlerine, hükümet kurumlarına ve özel (kişi ve taraflara ait) mal varlıklarına saldırıda bulunulmasına kınama. Şerî açıdan haram ve yasal açıdan da yasak olan bu eylemlerde bulunan herkesin peşine düşülmeli ve yargıya uygun bir şekilde hesabı sorulmalıdır. Bunda tölerans göstermek de caiz değildir.”

“İkincisi: Hükümet – dikta rejimleri vb rejimler dışında - meşruiyetini halktan alır. Ona bu meşruiyeti de ondan (halktan) başka kimse veremez. Halkın iradesi de; adil ve şaibesiz bir biçimde gerçekleştirildiği zaman gizli oylamayla yapılmış genel bir seçim ile temsil edilir. Burada insaflı, vatandaşların seçim işlemine güvenini geri getiren, siyasi partiler ile akımların tarafını tutmayan bir seçim kanunun yasalaştırılmasında çabuk davranılması önemlidir. (Bu seçim kanunu da) geçtiğimiz yıllarda memleketi yönetmiş olan güçlerin yerine yüzler getirmeyi istediği takdirde halka (bunun imkanını veren bir kanun olmalıdır). Seçmenlere bunun gibi fırsatları sunmayan bir kanun ne kabul görecektir ne de bir faydası olacaktır. Aynı şekilde seçimleri gerçekleştirmekten sorumlu komiteye dair yeni bir kanun çıkarılmalıdır; (çıkarılan bu kanun da) komitenin tarafsızlığı ve profesyonelliği konusunda güven veren ve komitenin tutarlı, halk nezdinde kabul gören bir komite olmasını sağlayan (bir kanun olmalıdır).”

“Üçüncüsü: Reform talep eden halk protestolarının başlamasından bu yana kısa denmeyecek bir süre geçmiş olmasına ve yüzlerce şehidin, binlerce yaralı ve vurulanın kanlarının bu aydınlık yolda dökülmesine rağmen; bugüne dek pratikte protestocuların talepleri içerisinden ve bilhassa büyük yolsuzluk yapanların peşine düşülmesi, soydukları paraların onlardan geri alınması, halkın geri kalanının (sırtına yüklemek) pahasına belli başlı kesimlere tanınan ayrıcalıkların ortadan kaldırılması ve özel dereceleri (mevkileri alırken) gerçekleşen (mezhep ya da etnik kesim) kökenli kota ile adam kayırmacılıktan kaçınılması konusundaki talepler arasından önemsenir (denecek) bir şey gerçekleşmiş değildir. Bu da yöneten siyasi güçlerin protestocuların en alt düzeydeki taleplerini bile gerçekleştirecek güçte ya da ciddiyette olduklarına dair kuşkuyu körüklemektedir. Bu da gerçek reformu eliyle gerçekleştirecek olan güveni inşa etme (açısından kimsenin) yararına olan bir şey değildir.”

“Dördüncüsü: Protestocular daha önce eşi benzeri görülmemiş bir biçimde reform isteyerek protesto etmişler ve bunca süre boyunca ağır bedel ödeyip büyük fedâkarlıklarda bulunmuşlardır. Bunu da sadece; her geçen gün fenalaştıkça fenalaşan yolsuzluktan ve her alanda yayılan harap olmuşluktan kurtulmak için yapmışlardır. Zira toplumu oluşturan tüm unsurlardan oluşan bu yönetici güçlerin; vatanı kendi aralarında ganimet olarak bölüşmeleri ve birbirlerinin yolsuzluklarına göz yummaları yüzünden (bu yolsuzluk ortaya çıkmış) ve artık işler dayanılmaz bir hale gelmiştir. Memlekette yeteri kadar mali kaynak olmasına rağmen büyük oranda vatandaşlar saygın yaşamın en alt düzeydeki gereksinimlerini bile elde edemez hale gelmişlerdir.”

“Otoriteyi ellerinde bulunduranlar ertelemeyle ve geciktirmeyle gerçek reformun gerektirdiklerini yerine getirmekten kaçabileceklerini sanıyorlarsa aldanıyorlar. Zira bu protestolardan sonra her halükarda işler eskisi gibi olmayacaktır; öyleyse buna dikkat etsinler.”

“Beşincisi: Saygıdeğer Irak halkının yolsuzluğa karşı girdiği savaş; milli bir savaştır ve sadece onu ilgilendirir. Iraklılar bunun ağır yüklerini kendileri çekerler. Yönü ne olursa olsun hiçbir dış tarafın buna müdahale etmesine müsamaha göstermek caiz değildir. Bununla birlikte (şu ana kadar) gerçekleşmiş olan karşılıklı dış müdahaleler büyük tehlike sinyalleri vermektedir. (Zira bunlar olursa) memleketi ülkesel ve bölgesel güçlerin çatıştığı ve hesaplaştıkları bir meydana dönüştürür; (bundan) daha büyük kaybeden (zarar gören) de halk olur.”
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: